MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2013/255-2013/255
Davacı T.. Ö.. vekili Avukat S... A.. tarafından, davalı M.. Z.. aleyhine 15/11/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, belediye başkan yardımcısı olduğunu, davalının Belediye Başkanlığına seçilmesini müteakip kendisi ile çalışmak istemediğini söyleyerek istifa etmesini istediğini, istifa etmeyi kabul etmeyince farklı görevlere atamasının yapıldığını, her atama kararından sonra işlemin iptali istemiyle İdare Mahkemesi'nde açılan davaların kabul edilerek görevine iade edildiğini, davalının anılan eylemleri ile kamu hizmeti yapmasını engellediğini, mahkeme kararlarını yerine getirmediğini, psikolojik baskı ve mobbing uyguladığını, özlük, mali, idari ve sosyal haklarını vermediğini belirterek uğradığı manevi zararın davalıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda, olay tarihi, olayın gelişimi, tarafların konumu ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ile ilişkili yeni içerik eklendiğinde e-mail gönderilsini istiyorsanız, üye olmanız gerekmetedir.