Uluslararası hukuk bürolarında giderek yayılan "Bilgi Yönetim" (KM) ekiplerinin amacı, büronun yıllar içinde genişleyen belge ve bilgi hangarlarını büro avukatlarının ihtiyaç duyduklarında sorularına bire bir yanıt oluşturacak aktif bilgiye dönüştürmek. Bir hukuk teknoloji şirketinin yeni bir araştırması, bunun henüz başarılamadığına işaret ediyor.

15-02-2018

Hukuk teknolojileri şirketi Casetext tarafından yapılan araştırmaya Morrison & Foerster, Paul Weiss, Schulte Roth & Zabel, Greenberg Taurig, Blank Rome ve Hunton & Williams adlı bürolar katılmış.  Araştırmada büroların Bilgi Yöneticilerine ("knowledge manager" (KM)) teknolojiden beklentileri sorulmuş.

Büyük hukuk bürolarında yıllar içinde biriken ve büyüyen belge, dosya, mütalaa, e-posta yoluyla oluşan bilginin öncelikle bir veri tabanında biriktirilmesi, aranabilecek şekilde yapılandırılması ve tasnifi ve farklı sorular bağlamında kullanılabilecek "aktif bilgiye" ("explicit knowledge") dönüşmesi, uluslararası bürolarda giderek yaygınlaşan "Bilgi Yönetim" (Knowledge Management) ekiplerinin ana işi.  

Araştırma kapsamında görüşülen bilgi yöneticileri, öncelikle esas işleri bilgi yönetimi olmayan avukatların eğilim olarak, yazdıkları veya önlerinden geçen belgeleri ve yazıları bir veri tabanına aktarmak konusunda istekli olmadıklarını vurguluyorlar.  Schulte Roth & Zabel'deki Kıdemli Bilgi Yönetim Uzmanı Patrick Dundas, "kimse hukuk fakültesine bir veri tabanını doldurmayı öğrenmek için gitmiyor" diyor.  Bir e-postanın veya dokümanın daha sonra başka avukatarca veya direk müvekkillerce kullanılabilecek bilginin parçası olması için gerekli adımlar--bilgi toplama sistemi, veri tabanına aktarma & yapılandırma, vb.--otomasyona öncelikle bu nedenle ihtiyaç duyuyor; çünkü avukatlarca yapılmak istenmeyen bu işin bilgi yönetim ekiplerindekilerce elle yapılması bilgi yönetim girişimleri önünde büyük bir yavaşlatıcı unsur, Dundas'a göre.

Dahası, araştırmada görüş veren uzmanlardan bazıları, bir bilgi yönetim ekibinin, ekip ne kadar büyük ve hünerli olursa olsun, bürolardaki bilgi/belge patlaması göz önünde bulundurulduğunda, birikmiş ve yapılandırılmış olan bu bilgi ve belge okyanusundan bir avukata tam ihtiyacı olan anda tam ihtiyacı olan sorunun yanıtını oluşturamayacağını vurguluyor.  Yaygın teknolojilerin ve bilgi yönetim ekiplerinin bu "yanıt" oluşturma noktasını tam anlamıyla başarmadıklarından söz ediliyor, araştırma hakkında bilgi veren Artifical Lawyer adlı hukuk teknolojileri haber sitesinde.

Araştrımaya görüş veren Hunton & Williams Bilgi/Bilişim Müdürü (CIO) Rich McClain, büyük bir büronun çıkardığı işlerin ve belgelerin "kendiliğinden konuşur" hale getirilmesi gerektiğini ve bunun da teknoloji desteğiyle mümkün olduğunu vurguluyor.  McClain'a göre, hukuk teknolojilerinin birbiri ardına gelen 3 dönemi içiçe geçerek, hızla yeni araçlar sunuyor.  Birinci dönemde hukuk teknolojileri esasen yalnızca "asistan araçlar" sunarken, artık devreye girmiş olan hukuk teknolojileri ikinci fazında sunulan çözümler, her zaman destek veren ve her zaman öğrenen "kıdemli bir uzman olarak teknoloji"yi önümüze getiriyor.  Üçüncü faz ise yeni doğmakla beraber hayatımıza bir gerçek olarak girmiş durumda, McClain'e göre.  Hukuk teknolojlierinin bu en ileri fazında artık "bir ortak (partner) olarak teknoloji" dönemindeyiz. Bu teknolojiler karar almamızda destek oluyor ve bazen de aksiyona geçebiliyor.

KAYNAK: https://www.artificiallawyer.com/2018/02/12/q-what-do-law-firm-knowledge-managers-want-a-automation/