29-02-2024
Anayasa Mahkemesi 28/12/2023 tarihinde E.2019/72 numaralı dosyada, (34) sayılı Türkiye Adalet Akademisi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin tümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Dava Konusu Kural
Dava konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde (34 sayılı CBK) Türkiye Adalet Akademisinin (Akademi) kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu 34 sayılı CBK’nın esas amacının hâkim ve savcı adaylarının eğitimi ile hâkim ve savcıların hizmet içi eğitimleri olduğu, hâkim ve savcıların meslek öncesi ve meslek içi eğitimlerinin veya Akademide öğretim elemanı, tetkik hâkimi ya da başka bir sıfatla görevlendirilmesinin de kanunla düzenlenmesi gerektiği, hâkim ve savcı adaylarının eğitimi ile hâkim ve savcıların meslek içi eğitimlerinin yürütme yetkisine ilişkin bir husus olmayıp yargının niteliğine ilişkin bir konu olduğundan bu konularda CBK ile düzenleme yapılamayacağı, dava konusu 34 sayılı CBK ile Akademinin teşkilatlanması ve organlarının görev ve yetkileri gibi temel hususlara yer verilmeden bu hususların yönetmelikle düzenlenmesinin öngörüldüğü, böyle bir düzenleme ile kurumun yürütmenin her türlü müdahalesine açık hâle getirildiği, ayrıca düzenlemenin idarenin kanuniliği ilkesi ile kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
34 sayılı CBK’nın temel konusunun Türk idari teşkilatı içerisinde hâkim ve savcı adaylarının meslek öncesi eğitimleri ile hâkim ve savcıların meslek içi eğitimlerini gerçekleştirmek biçimindeki kamu hizmetini yürütecek kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurumun kurulması olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle 34 sayılı CBK ile kurulan Akademi, hâkim ve savcıların meslek içi eğitimlerini düzenlemek konusunda yetkili ve görevli kılınmıştır. Anayasa’nın 140. maddesinde hâkim ve savcıların “meslek içi eğitimleri”nin kanunla düzenleneceği hükme bağlandığından bu konunun kanunla düzenlenmesi gerektiği açıktır.
Bunun yanı sıra Akademi, hâkim ve savcıların meslek içi eğitimlerinin yanı sıra hâkim ve savcı adaylarının meslek öncesi eğitimlerini gerçekleştirmek konusunda da yetkili ve görevlidir. Bu itibarla hâkim ve savcı adaylarının meslek öncesi eğitimlerinin münhasıran kanunla düzenlenip düzenlenemeyeceği hususunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hâkim ve savcıların diğer özlük haklarının yanı sıra niteliklerinin de mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanun ile düzenleneceğini öngören Anayasa'nın 140. maddesinde belirtilen "hakim ve savcıların nitelikleri” ifadesinin hâkim ve savcıların adaylığa kabul ve adaylık dönemini de kapsadığının kabulü gerekir. Hâkim ve savcı “nitelikleri”nin kazanılması ve sürdürülmesinde adaylık döneminde alınan başlangıç eğitimi ve hizmet içi eğitimin etkisi yadsınamaz. Dolayısıyla hâkim ve savcıların özlük hakları kapsamında olan nitelikleri ifadesinin adaylık dönemini de kapsayacak şekilde yorumlanması, bu çerçevede mesleğe gireceklerin adaylığa alınış ve adaylık döneminden başlayarak tüm süreçlerinin mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanun ile düzenlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan gerek öğretim elemanı gerekse tetkik hâkimi olarak Akademi kadrolarında süreli olarak görevlendirilebilecek veya bu kadrolara atanabilecek adli ve idari yargı mensuplarının görevleri boyunca idari görev yürütmektelerse de idari görev süreleri içinde hâkim ve savcı sıfatlarını korumaya devam ettikleri ve Anayasa’nın 140. maddesi uyarınca hâkim ve savcılar hakkındaki hükümlere tabi oldukları açıktır. Buna göre idari görev yürüten adli ve idari yargı mensuplarının resmî ve özel görev almalarının, atanmalarının, hakları ve ödevlerinin, meslekte ilerlemelerinin, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi ile diğer özlük işlerinin de kanunla düzenlenmesi gerekir.
Bu itibarla dava konusu 34 sayılı CBK bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde esas itibarıyla münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konularda düzenleme yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle 34 sayılı CBK’nın tümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.