ANAYASA MAHKEMESİ: Yeterli Araştırma Yapılmadan Başvurucunun İddia Ettiği Gelirinden Daha Yüksek Miktarda Nafakaya Hükmedilmesi Nedeniyle Kişinin Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkının İhlal Edilmesi Hakkında Basın Duyurusu

02-01-2020

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 7/11/2019 tarihinde, İbrahim Acar (B. No: 2016/3140) başvurusunda, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucunun boşandığı eşi tarafından kendisi ve dört çocuğu için ödenen nafaka miktarının artırılması talebiyle Aile Mahkemesinde dava açılmıştır. Davanın kısmen kabulüne karar veren Mahkeme, başvurucunun eski eşi ve dört çocuğu için ödediği nafaka miktarını artırmıştır. Bir hastanede şirket elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını ve maaşından daha yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesinin haksız olduğunu belirten başvurucu, temyiz talebinde bulunmuştur. Karar, Yargıtay tarafından onanmıştır.

İddialar

Başvurucu, nafaka artırım davası sonucunda, elde ettiği gelirden daha yüksek miktarda nafaka ödemeye karar verilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa'da güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı devlete pozitif ve negatif ödevler yükler. Söz konusu pozitif yükümlülükler, haklara saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar.

Somut olayda tarafların ekonomik durumlarının araştırılması sırasında sadece kolluk tarafından verilen bilgileri esas alan Mahkeme, başvurucunun boşandığı eşi ve dört çocuğu için 1000 TL nafaka ödemesine karar vermiştir.

Mahkeme başvurucunun memur olarak çalıştığını kabul edip aylık geliri hakkında bilgi sahibi olmadan karar vermiştir. Ancak başvurucu; memur olarak değil şirket elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını, 950 TL aylık aldığını iddia etmiştir. Başvurucunun bu iddiasının doğru olması durumunda ödeyeceği 1000 TL nafaka miktarı ölçülü değildir. Bu nedenle tarafların ekonomik durumlarının tam olarak ortaya konması, taraflardan biri aleyhine aşırı ve olağan dışı bir külfetin yüklenip yüklenmediğinin anlaşılabilmesi için önemlidir.

Başvurucunun geliriyle ilgili iddialarını sunmasına karşın derece mahkemesi başvurucunun çalıştığı kurumla iletişime geçmemiş, aylık gelirini araştırmamış, kararda da bu iddiayla ilgili bir gerekçe ortaya koymamıştır. Derece mahkemelerinin kararları başvurucunun davanın sonucuna etkili olabilecek iddia ve itirazlarına cevap verecek nitelikte yeterli bir gerekçe içermemiştir.

Bu sebeple kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının korunmasına yönelik usule ilişkin güvencelerin yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülükler kamu makamlarınca yerine getirilmemiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde koruma altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

KAYNAK: ANAYASA MAHKEMESİ RESMİ WEB SİTESİ

KARARIN TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ.