01-07-2022
Anayasa Mahkemesi 21/6/2022 tarihinde E.2022/7 numaralı dosyada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bentlerini bağlayan hükmünün “…her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” bölümünün anılan fıkranın (e) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
İtiraz Konusu Kural
İtiraz konusu kuralda; yargılamanın iadesine konu kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine AİHM’e yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi durumunda yargılamanın iadesi süresinin hiçbir şekilde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yılı geçemeyeceği öngörülmektedir.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında özetle; AİHM’in ihlal kararı ile yargılamanın iadesini gerektiren diğer sebeplerin birbirinden ayrılması gerektiği, diğer sebeplerin ilgilileri tarafından bilinmese de esasen yargılama sırasında mevcut olduğu, AİHM’in ihlal kararında ise yargılamanın iadesi sebebinin sonradan gerçekleştiği, henüz var olmayan ve gelecekte var olması ihtimali bulunan bir olgunun her hâlükârda on yıllık süreye tabi tutulmasının adil yargılanma hakkıyla bağdaşmadığı belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
AİHS ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin etkili bir şekilde korunması, AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının iç hukukta gereği gibi yerine getirilmesi ile mümkündür. AİHM tarafından hak ihlaline karar verildiği durumda ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, diğer bir ifadeyle giderimin sağlanması, giderimin de kural olarak ihlal öncesi hâle döndürme şeklinde olması gerekir. Eski hâle döndürmenin araçlarından biri de yeniden yargılama yapılmasıdır.
Bu itibarla 6100 sayılı Kanun uyarınca temel hak ve özgürlüklerin etkili bir şekilde korunabilmesi amacıyla AİHM tarafından verilmiş ihlal kararı yargılamanın iadesi sebebi olarak kabul edilmiştir. Anılan Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 377. maddesinde, AİHM’in kesinleşmiş ihlal kararı sebebiyle yargılamanın iadesi başvurusunun anılan kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl içinde yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle yargılamanın iadesi için üç ay (kısa süre) ve on yıl (azami süre) olmak üzere iki tür süre öngörülmüştür.
AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının iç hukukta gereği gibi yerine getirilmesi amacıyla öngörülen yargılamanın iadesi yoluna ilişkin başvuru süresinin bu yolu işlevsiz kılacak nitelikte olmaması gerekir. Bu itibarla AİHM’in kesinleşmiş ihlal kararı sebebiyle yargılamanın iadesi başvurusunun yapılabilmesi için itiraz konusu kuralla öngörülen sürenin bu yolu işlevsiz kılıp kılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların ileri sürülebileceği bir başvuru yolunun mevzuatta öngörülmesi de yeterli değildir. Söz konusu başvuru yolunun aynı zamanda uygulamada da etkili olması, diğer bir ifadeyle başarı şansı sunması gerekir.
İtiraz konusu kuralda ise on yıllık azami sürenin iade talebine konu hükmün kesinleşme tarihinden itibaren başlayacağının öngörülmesi, AİHM’den önce Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma şartı ve AİHM’in artan iş yükü gibi ilgililerin kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle bu sürenin aşılması durumunda bu yolun işlevsiz hâle gelmesine neden olabilecek niteliktedir. Bu itibarla kuralla öngörülen azami sürenin yargılamanın iadesi yoluna başvurmayı işlevsiz hâle getirebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
KAYNAK: ANAYASA MAHKEMESİ RESMİ WEB SİTESİ
KARARIN TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ