ANAYASA MAHKEMESİ: Reklam ve Resmî İlanların Kesilmesine Karar Verilmesi Nedeniyle İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlal Edilmesi Hakkında Basın Duyurusu

11-03-2020

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 9/1/2020 tarihinde, Uğurlu Gazetecilik Basın Yayın Matbaacılık Reklamcılık Ltd. Şti. (3) (B. No: 2016/5653) başvurusunda Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucunun yayımcısı olduğu ulusal gazetede yayımlanan köşe yazısında bir savcı hakkında çeşitli iddialara yer verilmiştir. Savcının köşe yazısına cevaben yaptığı açıklama da gazetede yayımlanmıştır. Savcının talebi üzerine Asliye Ceza Mahkemesi cevap ve düzeltme metninin gazetenin aynı sayfasında, aynı sütunda ve büyüklükte puntolarla yayımlanmasına karar vermiştir.

Gazetenin sorumlu müdürü hakkında cevap ve düzeltme metnini yayımlamadığı gerekçesiyle açılan dava beraatla sonuçlanmıştır. Köşe yazısında adı geçen savcı, cevap ve düzeltme metninin gazetede yayımlanmadığını ileri sürerek Basın İlan Kurumuna (BİK) başvurmuştur. BİK başvurucu gazete hakkında reklam ve resmî ilanların bir gün süre ile kesilmesine karar vermiş, başvurucunun itirazı Asliye Hukuk Mahkemesince reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucu; sorumlu müdür hakkında kesinleşmiş beraat kararı bulunduğunu, cevap ve düzeltme metni yayımlanması kararı olmaksızın gazetede cevap metnine yer verildiğini belirterek, ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Basın özgürlüğünün tesisinin koşullarından biri ekonomik imkânların bulunmasıdır. Bilhassa süreli yayınlar açısından ekonomik imkânlar büyük ölçüde resmî ilan ve reklamların yayımlanmasıyla sağlanmaktadır.

BİK'in resmî ilan ve reklamların kesilmesi şeklindeki müdahale yetkisinin basının etik yönden niteliklerini artırmaya yönelik bir düzenleme olduğu, bir yaptırım aracı olarak öngörülmediği gözönünde bulundurulduğunda; BİK'in önüne gelen şikâyetlerle ilgili dengeleme kriterlerini çok sıkı bir şekilde uygulamasının ve anılan müdahale biçimini başvurulabilecek son çare olarak görmesinin basın özgürlüğü açısından hayati önem taşıdığı değerlendirilmiştir.

Somut olayda, Sulh Ceza Mahkemesi başvurucuya savunma ve delillerini sunma imkânı tanımadan, evrak üzerinden başvurucunun içeriğine müdahale edemeyeceği bir metnin yayımlanmasına karar vermiştir. BİK, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen bu kararı dayanak alarak ilave hiçbir değerlendirme yapmaksızın cezalandırma gerekçesi yapmış, itirazı inceleyen derece mahkemesi de değerlendirmede bulunmaksızın itirazı reddetmiştir. Başvurucunun cevap ve düzeltme metnini yayımlamadığı gerekçesiyle sorumlu müdürün yargılandığı davada beraat ettiğine ilişkin esaslı savunması da dikkate alınmamıştır.

Cevap ve düzeltme metni yayımlamanın amacı şikâyetçinin görüşlerinin gazete okuyucusu tarafından öğrenilmesini sağlamaktır. Somut olayda ilgili yayın organında bir cevap ve düzeltme metnine yer verilmiştir. Mahkemenin başvurucuyla ilgili kararında bu hususu gözetmediği anlaşılmıştır.

Reklam ve resmî ilanların kesilmesi suretiyle maddî bir yaptırıma hükmedilmesinin başvurucu üzerinde caydırıcı etki yaratabileceği ve bu etki altında ileride düşünce açıklamalarından veya basın faaliyetlerini yapmaktan imtina edilebileceği riski bulunduğu değerlendirilmiştir.

Sonuç olarak başvurucunun yayımlanan haber nedeniyle resmî ilan ve reklamların kesilmesi şeklinde bir kararla cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya konulamamıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

KAYNAK: ANAYASA MAHKEMESİ RESMİ WEB SİTESİ

KARARIN TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ.