Dönem : 22           Yasama Yılı : 2

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 508)

 

Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/807)

 

                                         

Not : Tasarı Başkanlıkça; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe komisyonlarına havale edilmiştir.

 

                         T.C.

            Başbakanlık                  7.5.2004

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-870/2161

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Ulaştırma Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 19.4.2004 tarihinde kararlaştırılan “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                       Başbakan

GENEL GEREKÇE

Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin (Türk Telekom) telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tekel olarak yürütmesine ilişkin hak ve yetkisi 1.1.2004 tarihi itibarıyla sona ermiş bulunmakta olup, Türk Telekomun özelleştirme çalışmalarında gelinen noktada, özelleştirmenin gerçek değerinde ve en uygun koşullarda sonuçlandırılmasını teminen, bir takım ilave düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.

Keza, telekomünikasyon sektöründe rekabetin yoğun olarak yaşanmaya başladığı ve Türk Telekomun tekel hakkının da sona erdiği bu noktada, beklenen özelleştirmenin ülke için en uygun şartlarda gerçekleştirilmesi, özelleştirme ile amaçlanan hedeflere ulaşılabilmesi, Türk Telekomun özelleştirme sonrasında faaliyetlerini etkin ve verimli bir şekilde sürdürebilmesi için bir takım yasal değişikliklere gerek görülmüştür.

Türk Telekomun özelleştirmesine ilişkin usul ve esaslar 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununda düzenlenmiştir.Bu bağlamda, 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinde öngörülen “kapalı teklif usulü”nün bir takım sakıncaları görülmüştür. Kapalı zarf içindeki tekliflerin tek ve nihai olduğu, “kapalı teklif usulü” her türlü telekomünikasyon hizmetlerini yürütmeye ve telekomünikasyon alt yapısını işletmeye yetkili bulunan ve yaygın bir teşkilat yapısına sahip olan Türk Telekom için uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle, pazarlık usulünün uygulanmasının daha uygun olacağı değerlendirilmiştir.

Ayrıca, Türk Telekom gibi katrilyonlarla ifade edilebilen büyüklükte sermayeye sahip olan bir şirketin özelleştirilmesinde, yabancı yatırımcıların da ihaleye katılması yoluyla rekabet ortamı içerisinde hak ettiği değeri bulabilmesini ve bu şekilde değerinin artırılmasını teminen; 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası da madde metninden çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile amaçlanan husus, Türk Telekom hisselerinin mutlaka yabancı yatırımcılara devri olmayıp, yukarıda belirtildiği şekilde Türk Telekomun gerçek değerinde ya da bu değerin üzerinde özelleştirilmesinin sağlanmasıdır.

Yukarıda belirtilen gerekçeye ek olarak, Türk Telekomun tekel hakkının 1.1.2004 tarihi itibarıyla ortadan kalktığı da gözetilerek, 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin birinci fıkrasının da yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.

Diğer taraftan, telekomünikasyon sektöründe düzenleyici ve denetleyici kamu otoritesi olarak faaliyet gösteren Telekomünikasyon Kurulunun görev ve yetkilerinin ağırlığı ve önemi ile telekomünikasyon sektörünün ülke ekonomisindeki önemli yeri de gözetilerek, herhangi bir nedenle Kurul üyelerinden birden fazla eksilme olması halinde, toplantı ve karar yetersayısının oluşmamasının ve bu nedenle karar alınamamasının yaratacağı sorunların önlenmesini teminen Kurulun üye sayısı artırılmıştır.

Tasarı ile, Türk Telekom tarafından yürütülmekte olan uydu hizmetlerinin millî güvenlik ve ülke savunması açısından stratejik önemi gözetilerek, uydu hizmetlerinin yürütülmesi için ayrı bir anonim şirket kurulmasına ve bu kuruluşa ilişkin usul ve esaslar da düzenlenmiştir.

Deniz haberleşmesindeki gelişmelerin takip zorunluluğu ve bu hizmetlerin büyük yatırımları gerektirmesi nedenleriyle, Türk Telekomun özelleştirilmesi aşamasında bu hizmetler ile bu hizmetlerin yürütüldüğü Türk Telekoma bağlı Telsiz İşletme Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.

Bankalar Kanunu uyarınca, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirket ve iştiraklerden olan Devlet alacaklarının bir an önce tahsilini teminen, bu şirket ve iştiraklerin mal varlıklarının satışına ilişkin düzenlemeye de Tasarıda yer verilmiştir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. - Madde ile; 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesi yeniden düzenlenmiştir.

Türk Telekomun telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tekel olarak yürütmesine ilişkin hak ve yetkisi 1.1.2004 tarihi itibariyle sona ermiş bulunduğundan, “devamı süresince tekel mahiyetinin yaratabileceği sakıncalar da dahil” ibaresinin madde metninden çıkarılması ve fıkranın buna göre yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.

Ayrıca, Türk Telekom gibi katrilyonlarla ifade edilebilen büyüklükte sermayeye sahip olan bir şirketin özelleştirilmesinde, yabancı yatırımcıların da ihaleye katılması yoluyla rekabet ortamı içerisinde hak ettiği değeri bulabilmesini ve bu şekilde değerinin artırılmasını teminen, 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

Ulusal güvenlik ile ilgili olarak millî yararların korunmasına yönelik tedbirlerin alınması şartıyla Türk Telekomun hisselerinin % 45’inden fazlasının özelleştirilmesine ve yabancı gerçek veya tüzel kişilerin Türk Telekomdaki hisse oranının % 45’in üzerine çıkmasına ilişkin olarak Anayasal bir engel bulunmadığı hususu da gözetilmiştir.

Türk Telekom, hisselerin çoğunluğunun, hatta tamamının özelleşmesi ve yabancı gerçek veya tüzel kişilerin Türk Telekomdaki hisse oranının % 45’in üzerine çıkması halinde dahi Türk Telekomun üstlendiği hizmetlerde ulusal güvenliğin ve millî yararların korunması ve bağımsızlığın tehlikeye düşmesini etkin olarak engelleyecek başka yasal önlemler bulunmaktadır.

406 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde belirtildiği üzere, Telekomünikasyon Kurumu ile bir görev, imtiyaz sözleşmesi yapılmış veya Telekomünikasyon Kurumu tarafından bir telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin verilmiş olmadıkça, telekomünikasyon hizmeti yürütülmesi ve/veya alt yapısı kurulması ve işletilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda Türk Telekom da üstlenmiş olduğu telekomünikasyon hizmetlerini Telekomünikasyon Kurum ile imzalamış olduğu görev sözleşmesine istinaden yürütmektedir.

Keza, idare, genel idare hukuku esaslarına göre imtiyaz sözleşmelerinde denetim ve yaptırım uygulama yetkisi, sözleşmede tek yanlı değişiklik yapma yetkisi ile sözleşmenin tek yanlı fesih yetkisi gibi üstün yetki ve ayrıcalıklarla donatılmıştır. Buna göre, idarî nitelikteki bu sözleşmelerin tarafı olan Telekomünikasyon Kurumu, ulusal güvenliğin ve millî yararların korunması ile bağımsızlığın tehlikeye düşmesini engellemeye yönelik olarak veya başka bir haklı nedenle bu sözleşmeyi tek yanlı olarak değiştirebileceği gibi fesih de edebilecektir.

Zira, 406 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (f) fıkrası ile de Telekomünikasyon Kurumuna; Türk Telekom dahil işletmecilerle imzaladığı sözleşmelerin ve verdiği genel izin ve telekomünikasyon ruhsatlarının şartlarına uyulmasının sağlanması için gereken tedbirleri almaya, faaliyetlerin mevzuat ile görev ve imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin şartlarına uygun yürütülmesini izleme ve denetlemeye, aykırılık halinde ilgili işletmecinin bir önceki takvim yılındaki cirosunun % 3’üne kadar idarî para cezası uygulamaya, millî güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amaçlarıyla gerekli tedbirleri almaya, gerektiğinde tesisleri tazminat karşılığında devralmaya ya da ağır kusur halinde imtiyaz sözleşmesini, telekomünikasyon ruhsatını ya da genel izni iptal etmeye ilişkin olarak yetki verilmiş bulunmaktadır.

Dolayısıyla, yabancı gerçek veya tüzel kişilerin Türk Telekomdaki hisse oranlarının % 45’in üzerine çıkması halinde dahi bunların faaliyetlerinin söz konusu Kanun hükümlerine istinaden denetlenmesi, millî güvenlik, kamu düzeni ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesine yönelik önlemlerin alınması mümkün bulunmaktadır.

Geçmişte, Türk Telekomun özelleştirilmesinde hisselerin çoğunluğunun yabancılara satılıp satılamayacağı konusunda Anayasa Mahkemesi “stratejik öneme sahip kamu hizmetlerinin” yabancılar eline geçmesinin, ülke savunması, güvenliği ve bağımsızlığı yönünden sakıncalı bulunduğuna dair kararlar vermiştir. İlk bakışta stratejik öneme sahip bir kamu hizmeti olması nedeniyle, telekomünikasyon hizmetleri için aynı sakıncanın söz konusu olabileceği düşünülebilirse de günümüzde farklı değerlendirmelere varılmaktadır.

Yüksek Mahkemenin içtihatlarındaki temel kaygı, bazı alanları yabancı yatırımcılara tamamen kapatmak olmayıp ulusal güvenlik ve bağımsızlığın tehlikeye düşme riskidir. Yüksek Mahkemenin söz konusu kararlarında ulusal güvenliğin korunmasına ilişkin yeterli güvenceler aradığı görülmektedir.

Yüksek Mahkeme, geçmişteki kararlarında, stratejik kamu hizmetlerinin doğal veya hukuksal tekel olduğu varsayımından hareket etmektedir. Yani bu tür hizmetler ile tekel konumu arasında doğrudan bir bağlantı kurmaktadır. Söz konusu kararların verildiği 1990’lı yılların başına kadar telekomünikasyon hizmetleri rekabete açılmamıştır. Bu nedenle, Yüksek Mahkeme, tekel niteliğindeki stratejik kamu hizmetlerinin yabancılar eline geçmesi halinde, Devletin doğrudan denetiminin mümkün olmayacağı gerekçesiyle ulusal güvenlik ve bağımsızlığa aykırı olacağını düşünmüştür.

406 sayılı Kanunda zaman içerisinde yapılan değişiklikler ile Yüksek Mahkemenin endişeleri giderildiği gibi, Yüksek Mahkemenin kararlarını verdiği tarihlerdeki şartlar ile bugünkü şartlar da farklılık göstermektedir. Günümüzde Türk Telekomun tekel hakkı tamamen ortadan kalkmış, telekomünikasyon sektörü tam rekabete açılmış, mobil telefon ve internet gibi yeni hizmetler üçüncü kişilerce de sunulmaya başlanmış ve yeni nesil telekomünikasyon hizmetleri ortaya çıkmıştır.

Tamamen rekabete açılmış ve pek çok işletmecinin faaliyet göstermekte olduğu bir sektörde, sadece bir işletmeci olan Türk Telekom hisselerinin % 45’inden fazlasının hatta tamamının yabancı gerçek veya tüzel kişilerin eline geçmesi, bunların tüm telekomünikasyon hizmetlerine ilişkin olarak çoğunluğu ele geçirmesi anlamına da gelmeyecektir. Çünkü, Türk Telekom artık sadece pazarın belirli bir kısmına hâkim olacaktır.

Diğer taraftan, stratejik kamu hizmetlerinde çoğunluğun yabancıların eline geçmesi durumunda bile Devletin bu hizmetler üzerindeki denetim ve düzenleme yetkileri devam etmektedir. Günümüzde bağımsız idarî otoriteler, düzenleyici ve denetleyici kurum ve kurullar denilen özerk regülasyon kurumları ile Yüksek Mahkemenin endişeleri de giderilmiştir. Keza, bu kuruluşlar özel-tekel de olsa, rekabete açık da olsa, o sektördeki tüm işletmecileri, kamu yararına aykırı hareket edip etmedikleri yönünden sürekli olarak denetlemekte ve faaliyetlerini düzenlemektedirler. Telekomünikasyon alanında da 4502 sayılı Kanun ile bu türden bir kurum oluşturulmuş ve faaliyete geçirilmiştir.

Dolayısıyla, Türk Telekom hisselerinin % 45’inden fazlasının hatta tamamının yabancı gerçek veya tüzel kişilerin eline geçmesinde Yüksek Mahkemenin 1990’lı yılların başında taşıdığı endişelerin günümüzde de sürdürülmesi için bir neden kalmamıştır.

Anayasanın 47 nci maddesinde 1999 yılında yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesinin daha önce içtihatlarında ortaya koyduğu gerekçeler maddî hukuk açısından dayanağını yitirmiştir. Söz konusu değişiklikle Anayasanın 47 nci maddesinin sadece “Devletleştirme” olan başlığı “Devletleştirme ve Özelleştirme” olarak değiştirilmiş, ayrıca madde metninin içeriğinde yapılan değişiklik ile Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine de olanak tanınmıştır. Aynı maddenin son fıkrasında ise Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği hususunun kanunla belirleneceği ifade edilmiştir.

Öte yandan, düzenleme ile güdülen amaç, Türk Telekom hisselerinin mutlaka yabancı yatırımcılara satılması olmayıp, Türk Telekom gibi çok büyük sermayeye sahip olan bir şirketin yabancı yatırımcıların da ihaleye katılması yoluyla rekabet ortamı içerisinde gerçek değerinde ya da bu değerinin üzerinde özelleştirilmesinin dolayısıyla değerinin artırılmasının sağlanmasıdır.

Yabancı yatırımcılar, yönetiminde söz sahibi olamayacakları, başka bir ifade ile şirketin hisselerinin % 50’sinden fazlasına sahip olamadıkları bir ihaleye iştirak etmek istememektedirler. Bunun sonucunda ihaleye katılım hem az olmakta hem de şirketin değeri düşmektedir. Bu konudaki istatistiksel çalışmalar göstermiştir ki yabancılara % 51’in altında ihaleye çıkarılan kamu şirketleri, % 51 ve üzerinde ihale edilenlere oranla peştemaliye parası dahi düşük olmaktadır. Örneğin, şirketin % 49’unu almayı düşünen alıcı (a) lira vermeyi düşünürken bu oran, % 51’e çıktığında fiyatı (a+% 25) oranında artırmaktadır.

406 sayılı Kanunun ek 17 maddesinin üçüncü fıkrası gibi yabancı yatırımcının alacağı hisse oranını yönetimde söz sahibi olmasını önleyecek şekilde sınırlayan kanun hükümleri yabancı sermayenin ülkeye girişine engel olarak gelir kaybına neden olmaktadır. Madde ile uzun vadede yabancı sermayenin ülkeye girişini sağlayacak düzenlemelere imkân verilmiştir.

Diğer taraftan madde ile; Türk Telekomun özelleştirilmesinde öngörülen “kapalı teklif usulü” de “pazarlık usulü” olarak değiştirilmektedir. Türk Telekomun özelleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununda düzenlenmiştir. 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinde Türk Telekomun özelleştirilmesinde uygulanacak ihale usulü “kapalı teklif” olarak belirtilmiştir. Kapalı teklif usulü, belli ve kesin kuralları olan ve bunlara kısmen dahi uyulmaması halinde, uymayan teklif sahibinin ihale dışı bırakıldığı, kapalı zarf içindeki tekliflerin tek ve nihaî teklif olduğu, bu nedenle fiyat teklifinin artırılmadığı ya da fiyat dışı unsurlar yönünden değişiklik yapılmasının mümkün olmadığı yöntemdir. Kapalı teklif usulünde ihaleye katılanlar arasında oluşturulan rekabet yoğunluğu kapalı zarf içinde tekliflerin verilmesi anındaki koşullara göre oluşmakta ve onunla sınırlı kalmaktadır.

Bu nitelikleri göz önüne alındığında özelleştirme uygulamaları bakımından kapalı teklif usulünün, örneğin, pazarlık ve açık artırma usullerine oranla daha az etkin olduğu söylenebilir. Zira özelleştirilen unsurların ekonomik değeri ihaleye katılanlar bakımından değişkenlik gösterebilmekte, diğer bir deyişle her özelleştirme konusu unsur, ihaleye katılanlar açısından ayrı bir değer ifade edebilmektedir. Bu nedenle kapalı teklif usulünde ihaleye katılanlar, kendi tekliflerinin diğer tekliflere göre hangi seviyede olduğunu, görememekte, dolayısıyla kendileri için daha farklı bir değer ve anlam ifade edebilen kuruluşa sahip olabilmek için teklifini iyileştirerek yeni bir teklif verme imkânına sahip olamamaktadır.

Kapalı teklif usulü özelleştirme uygulamaları bakımından eleştiri konusu olmuş ve rekabetin yoğunlaşmasında, gerek fiyat dışı, gerekse fiyat unsuru yönünden tekliflerin iyileştirilmesinde etkili olmadığı, hatta bunu önlediği ileri sürülmüştür.Şirket hisselerinin blok olarak satışı, söz konusu kuruluşla ilgili olarak ihaleye katılanlarla çok çeşitli konularda müzakere yapılmasını gerektirdiğinden, kapalı teklif usulü blok satış suretiyle özelleştirmeler için uygun bir yöntem olarak görülmemektedir.

Bu cümleden olarak, madde ile kapalı zarf içindeki tekliflerin tek ve nihaî olduğu kapalı teklif usulü, her türlü telekomünikasyon hizmetlerini yürütmeye ve telekomünikasyon alt yapısını işletmeye yetkili bulunan ve yaygın bir teşkilat yapısına sahip olan Türk Telekom için uygun görülmediğinden bunun yerine pazarlık usulünün uygulanması hususu hükme bağlanmıştır.

Madde 2. - Madde ile, Türk Telekom hisselerinin  satışı sonucu kamu payının % 50’nin altına düşmesi halinde personelin nakline ilişkin 406 sayılı Kanunun ek 29 uncu maddesi yeniden düzenlenmiştir.

Ayrıca, Türk Telekomun tekel hakkının sona erdiği ve bir an önce rekabet ortamına hazırlanması gerektiği, bunun için en önemli unsurlardan birinin de personel yapısı olduğu gözetilerek, özelleştirme süreci içerisinde Türk Telekomdaki kamu payı % 50’nin altına düşmese dahi, Türk Telekom Yönetim Kurulu tarafından istihdam yapısının yeniden düzenlenmesi sonucunda, istihdam fazlası olarak belirlenecek olan nakle tâbi personelin başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakil işlemleri düzenlenmiş ve bu işlemlerin 4046 sayılı Kanun ile uyumlu hale getirilmesi amaçlanmıştır.

Diğer taraftan, başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen kapsam dışı personele iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmeyeceği, memur olarak nakledilen personelin de kıdem tazminatına esas hizmetlerinin emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınacağı hususu açıkça düzenlenmiştir.

Madde 3. - Madde ile; 406 sayılı Kanuna üç madde eklenmiştir.

Telekomünikasyon sektörünün serbestleştirilmesine ilişkin olarak, yapılan çalışmalar ve yürütülen uygulamalar çerçevesinde 1.1.2004 tarihi itibarıyla, Türk Telekomun telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tekel olarak yürütmesine ilişkin hak ve yetkisi sona ermiş, telekomünikasyon sektörü tam rekabete açılmıştır.

Türk Telekom, tekel hakkına sahip olması nedeniyle geçmişte bazı ek maddî yükümlülükler altına sokulmuştur. Tekel hakkının kaldırılmasından sonra bunlar haksız rekabete yol açmaktadır. Ek 31 inci madde ile; Türk Telekomun, 1.1.2005 tarihinden itibaren bunlardan arındırılarak diğer işletmecilerle eşit şartlarda rekabet edebilmesi ve telekomünikasyon sektörünün serbestleştirilmesi yolunda yapılan çalışmaların etkinliğine katkıda bulunulması da hedeflenmiştir.

Ek 32 nci madde ile; TürkTelekomun istihdam çeşitleri arasında 406 sayılı Kanunun ek 22 nci maddesindeki hükümlere göre yer alan ancak bu Kanun ile yürürlükten kaldırılan aslî ve sürekli görevlere ilişkin kadrolarda çalışan mevcut personelin iş mevzuatına geçmesine imkân sağlandığı gibi, statüsünde çalışmaya devam edenlerin kazanılmış hakları da korunmuş, boş ve boşalacak kadrolar iptal edilmek suretiyle geçiş dönemine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Kadrolu veya sözleşmeli statüde çalışanlar ile bu statülerde çalışmakta iken iş mevzuatına geçen personelden emeklilik veya yaşlılık aylığı almaya hak kazananların 4046 sayılı Kanun ile uyumlu olarak emekliliğe teşviki sağlanmaya çalışılmıştır.

Ayrıca başka kamu kurum ve kuruluşlarına gitmek istemeyen ancak emekliliğe veya yaşlılık aylığı almaya hak kazanmamış olan iş mevzuatına tâbi personelin istifası halinde Türk Telekomdan ayrıldıktan sonra mükerrer ödeme yapılmaksızın hak edecekleri kıdem tazminatının ödenerek ayrılması imkânı getirilmiştir. Bu çerçevede 5004 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme de dikkate alınarak İş Kanunu hükümlerine göre yasal hakları ödenerek kendi istekleri dışında iş sözleşmeleri feshedilenlere kıdem tazminatının ilaveli olarak ödenmesi imkânı getirilmiştir.

İş mevzuatına tâbi personele, kadrolu ve sözleşmeli statüde iken 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tâbi olarak geçen hizmet süreleri için ödenecek kıdem tazminatının tutarında ayrıldıkları tarihteki 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak emekli ikramiyesi miktarı esas alınacağı şeklindeki düzenleme ile uygulamada ortaya çıkan tereddütler ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Emekli olacaklara veya iş sözleşmesi feshedilecek olanlara ödenecek kıdem tazminatının hesabında ve ilave olarak ödenecek teşviklerde (% 20 - % 30) esas alınacak miktarın hesaplanmasına açıklık getirilmiştir.

Ek 33 üncü madde ile Türk Telekomca yürütülmekte olan uydu hizmetlerinin de ayrı bir anonim şirket tarafından yürütülmesine olanak sağlayan ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.

Türk Telekom tarafından yürütülmekte olan uydu hizmetlerinin millî güvenlik ve ülke savunması açısından stratejik önemi dikkate alınarak, bu hizmetleri yürütmek üzere, özelleştirme sürecindeki Türk Telekomdan ayrı bir anonim şirket kurulması zorunlu hale gelmiştir.

Bu zorunluluk, millî güvenlik ve ülke savunması açısından çok büyük önemi haiz uydu hizmetlerinin özelleştirme kapsamından çıkartılması ile bu hizmetlerin uluslararası sektör uygulama ve ilişkilerinin özel hukuk hükümlerine tâbi bir şirketi gerektirmesinden doğmaktadır.

Keza, yoğun teknoloji kullanımı gerektiren ve başka alanlarda transferi mümkün olmayan, yetiştirilmesi uzun zaman ve maddi kaynak tüketen az sayıdaki kaliteli elemanın da kamu iktisadi kuruluş statüsündeki bir kuruluşta istihdamında güçlükler bulunmaktadır. Buna karşın, uluslararası uydu operatörleriyle ortaklıklar yapılmasında, yerli veya yabancı üretici ve işleticilerle ülke dışında yatırım ve işletme yapılabilmesinde, ihalelere girilebilmesinde de anonim şirket şeklindeki bir organizasyonun büyük faydaları bulunmaktadır.

Türkiye’de uydu iletişiminin öz kaynaklarla idamesi ve gelecek nesil uyduların üretim ve işletme maliyetinin sadece Devlet bütçesinden karşılanması gibi zorluklar da gözetildiğinde, uydu işletmesi ve uydu telekomünikasyon hizmetlerinin sadece bu Kanun ile Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tâbi olmak üzere kurulacak bir anonim şirket tarafından gereği gibi yürütülmesine imkan verecek yasal değişikliklere yer verilmiştir. Türksat A.Ş.’nin çoğunlukla uluslararası sektörde faaliyette bulunacak olması nedeniyle özel hukuk hükümlerine tâbi olarak faaliyet göstermesi amaçlanmış, uluslararası alanda da gerekli işlemlerin bir an önce yapılabilmesini ve aciliyeti bulunan konuların sürüncemede bırakılmamasını teminen, bazı kanunların kapsamı dışında tutulmuştur.

Bu kapsamda, kurulacak anonim şirkete ve bu şirketin kuruluşuna ilişkin usul ve esaslar, bu şirkete uygulanmayacak hükümler, pay sahipliği sıfatı, mülkiyete ilişkin hususlar, mal varlığı ve personelin devri hususları açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca, Telekomünikasyon Kurumu ile imzalanacak görev sözleşmesine ve Bakanlar Kurulunca düzenlenecek hususlara da yer verilmiştir.

Madde 4. - Madde ile; Telekomünikasyon Kurumunun telekomünikasyon sektörüyle ilgili görev ve yetkilerinin ağırlığı ve bu sektörün ülke ekonomisindeki önemli yeri de gözetilerek, herhangi bir nedenle kurul üyelerinden birden fazla eksilme olması halinde, Telekomünikasyon Kurulunun toplanıp karar alamamasının yaratacağı sorunların önlenmesini teminen, Telekomünikasyon Kurulu üyelerinin sayısı artırılmıştır.

Telekomünikasyon sektörü her geçen gün gelişmekte ve büyümektedir. Dolayısıyla, yapılacak düzenlemelerin ve denetimlerin de teknik ve nicelik olarak artması kaçınılmaz olup, Telekomünikasyon Kurumunun bu bağlamda iş yükü ve yoğunluğu da artmış bulunmaktadır. Kurumun daha aktif olması ve kuruluş amaçlarına daha fazla ve optimum hizmet edebilmesi için üye sayısının artırılması da gerekmiştir. Böylece, Kurum, yeni üyeleri ile birlikte daha aktif, etkin ve verimli çalışacak, yönetimde üye sayısının artması ile birlikte daha kolay karar alabilme imkanı kazanacak, aynı zamanda Kurumun oto denetimi de artılmış olacaktır.

Geçmişte toplantı yeter sayısının sağlanamaması nedeniyle Telekomünikasyon Kurumunca, yaklaşık altı ay süreyle karar alınamamıştır, bu nedenle de Telekomünikasyon Kurumu, hizmet kusurundan bahisle, tam yargı davalarına muhatap olmuştur. Bütün bu gerekçeler gözetildiğinde Telekomünikasyon Kurulunun üye sayısının artırılması zorunlu bulunmaktadır.

Madde 5. - Madde ile; Telekomünikasyon Kurumunun üye sayısının artırılmasına paralel olarak, bu üyelerin de atanma usulleri düzenlenmiştir.

Madde 6. - Madde ile; deniz haberleşmesindeki gelişmelerin takip zorunluluğunun büyük yatırımları gerektirmesi, Türk Telekomun tekel hakkının sona ermesi, telekomünikasyon sektörünün tam rekabete açılması ve Türk Telekomun özelleştirmesinde sona yaklaşılması ile Türk Telekom bünyesindeki Telsiz İşletme Müdürlüğünün Türk Telekom gelirlerinde yarattığı menfi etki ve benzeri nedenler de gözetilerek, bu Müdürlüğün tüm menkul, gayrimenkul, demirbaş, mal varlığı, uzaktan kontrol teçhizatı ve data kanalları, tüm ölçü aletleri, motorlu araçlar, telsiz sistemleri, sözleşme, hak, alacak ve borçlar, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan dava ve icra takipleri ile birlikte Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünce düzenlenecek protokollerle devri ile uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere bu hizmetlerin Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünce yürütülmesi hükme bağlanmıştır. Bu hizmetlerin Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünde de yürütülebilmesi ve hizmetin devamlılığının sağlanması da halen bu hizmetleri yürütmekte olan yetişmiş insan gücünün nakli ile mümkün olabileceğinden, bu personelin devrine ilişkin düzenlemeye gerek görülmüştür. Bu kapsamda, Türk Telekom bünyesindeki Telsiz İşletme Müdürlüğü bünyesinde ve Antalya, Samsun kontrol merkezlerinde görev yapan iş mevzuatına tâbi personelin devri hükme bağlanmıştır. Ancak, devir nedeniyle personelin hak kaybına uğramamasını teminen, 406 sayılı Kanunda 4502 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeye müsteniden Türk Telekomda iş mevzuatına tâbi olmasına rağmen Emekli Sandığı ile irtibatlandırılan personelin bu durumunun Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünde de devam edebilmesine ilişkin düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur. Keza, devredilecek bu personelin kıdem tazminatı yönünden de sahip oldukları hakların korunmasını teminen, 4673 sayılı Kanuna müsteniden kıdem tazminatının hesabında kamu kurum ve kuruluşlarında geçen sürelerin emeklilik ve ölüm nedeni dışında da birleştirilmesine imkân sağlayan hükümden Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünde de yararlanmaya devam etmelerinin sağlanmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Diğer taraftan, devredilecek bu personelin özlük haklarına ilişkin düzenlemelerle, devir nedeniyle herhangi bir maddi kayıpla karşılaşmamaları da sağlanmaya çalışılmıştır. 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi hükümleri de açık olduğundan bu konuda başkaca bir hükme gerek görülmemiştir.

Ayrıca, personel devrine ilişkin protokolün imza tarihinden önce, devir kapsamında bulunup da henüz Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devri tamamlanmamış personelin bu süre içerisinde ilgili mevzuatına ya da bu Kanuna göre emekliliği ya da yaşlılık hakkını kazanması ya da bu Kanuna göre kendi isteği ile işten ayrılma karşılığında öngörülen tazminatlara hak kazanması hallerinde, Türk Telekom tarafından gereğine tevessül edileceği tabii bulunduğundan bu hususa ilişkin bir düzenlemeye ayrıca yer verilmesine gerek görülmemiştir.

Öte yandan, devre ilişkin tüm devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kâğıtlar katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden istisna olacağı hususu da düzenlenmiştir.

Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü bu Kanun kapsamında bulunan telekomünikasyon hizmetlerini işletmeci sıfatıyla yürütmekle görevlendirildiğinden, bu hizmetlerin anılan Genel Müdürlük tarafından yürütülebilmesini ve mevzuata uygunluğun sağlanmasını teminen, Telekomünikasyon Kurumu ile anılan Genel Müdürlük arasında bir görev sözleşmesinin imzalanacağı hususu da düzenlenmiştir. Türk Bayraklı gemilerin uluslararası hesaplaşma otoritesi kodunun (TR01) Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünce kullanılması hususunun da bu görev sözleşmesinde düzenleneceği tabiidir.

Devre ilişkin ayrıntılara protokollerde yer verileceğinden, VHF sahil telsiz istasyonlarının bulunduğu mahallerdeki sistemlerin devamına ve ileride tesis edilecek benzeri amaçlı sistemlerin kurulmasına ilişkin usul ve esaslara da protokollerde yer verilmesi mümkündür.

Madde 7. - Bankalar Kanunu uyarınca, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca devralınan şirket ve iştiraklerden olan devlet alacaklarının bir an önce tahsilini teminen, bu şirket ve iştiraklerin mal varlıklarının bir an önce satışına ilişkin düzenlemeye gerek görülmüştür.

Bu kapsamda madde ile; yönetimi ve denetimi devralınan şirketlerdeki lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan haklar da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıklarının da usul ve esasları Fon tarafından belirlenmek suretiyle satışı ve bu satışlardan elde edilen gelirlerden öncelikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun alacaklarının mahsup edilmesi kalan meblağlardan da kamu alacakları ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve diğer alacakların karşılanması hususları düzenlenmiş olup, bu hususlarda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu da açıkça yetkilendirilmiştir.

Keza, Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendi ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona devredilen şirketlerde Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu şirketlerin Fon tarafından atanan yöneticilerine, Kanun hükmüne göre sorumluluğu bulunanların bu şirketlerdeki hisselerini satış yetkisi verilmesine rağmen, bu yetkinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda bulunmadığı yolundaki itirazlara mahal verilmemesini teminen, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun yetkisinin de açıkça düzenlenmesi gerekmiştir.

Diğer taraftan, bu yetkinin söz konusu şirketlerin hangi mal varlıklarını kapsayacağı da açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda söz konusu şirketlerin lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan hakları da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıklarının satışı hususu açıkça hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, söz konusu şirket ve iştiraklerin % 49’undan fazlasının dahi yabancı gerçek ve tüzel kişilere doğrudan ya da dolaylı olarak satılabileceği hususu da düzenlenmiştir. Bu şirket ve iştiraklerinin satılmasıyla, bunların sahip oldukları imtiyaz, ruhsat gibi Devletin ilgili kurumlarının müsaadesine tâbi olan izinlerin yenilenmesi zorunluluğu doğacağından, söz konusu izinleri vermeye ve değiştirmeye yetkili olan kurumların, yapılması gerekli olan değişiklik ve yenileme işlemlerini satışın yapılmasından itibaren iki ay içinde bitirmek zorunda oldukları da hükme bağlanmıştır.

Madde 8. - Madde ile yürürlükten kaldırılan hükümler düzenlenmiştir.

Bu kapsamda, 406 sayılı Kanunun ek 22 nci maddesinin (a) bendinin birinci paragrafının ikinci ve üçüncü cümleleri, (b) bendinin ikinci paragrafı ile ikinci paragrafında yer alan “Bakanlar Kurulunca bu Kanuna göre belirlenen kadrolarda çalışan personel dışında kalan ve” ibaresi yürürlükten kaldırılarak, Türk Telekomda beş ayrı statüde çalışan personele ilişkin işlemlerin takibi ve farklı düzenlemelerin yapılması ve bunlara ilişkin aksaklıkların giderilmesi amaçlanmış, Türk Telekomun statüsü gereği sadece iş mevzuatına tâbi personel çalıştırılmasına imkân sağlayan düzenleme yapılmış ve düzenleme gereği uygulama imkânı kalmayan hükümler yürürlükten kaldırılmıştır.

Yapılan düzenlemelerle deniz haberleşmesindeki gelişmelerin takip zorunluluğunun büyük yatırımları gerektirmesi ve tekel hakkı sona ermiş bulunan Türk Telekomun da özelleştirme sürecinde bulunması, telekomünikasyon sektörünün tam rekabete açılması, Türk Telekom bünyesindeki Telsiz İşletme Müdürlüğünün Türk Telekom gelirlerinde yarattığı menfi etki ve benzeri nedenler de gözetilerek, bu Müdürlüğün, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devri ile bu hizmetlerin Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünde yürütülmesinin öngörülmesi nedenleriyle, mevzuata uygunluğun sağlanmasını teminen, bu hizmetlere yönelik olarak Telsiz Kanunu ile Türk Telekoma verilen çeşitli görev ve yetkileri düzenleyen maddelerin yürürlükten kaldırılması gerekmiştir. Bu cümleden olarak, Telsiz Kanununun 3 üncü maddesinin “Kamu Haberleşmesi” terimi, Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğünün yürütmekle yükümlü olduğu ve kendi kuruluş kanununda belirtilen haberleşmeyi,” hükmünü ihtiva eden (e) bendi, “Deniz taşıtlarının kara ile kamu haberleşmesini sağlayacak olan sahil telsiz istasyonlarını kurma ve işletme yetkisi, sadece Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğüne aittir.” hükmünü ihtiva eden 21 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü imkânları ile haberleşme saglanamaması veya” ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı maddenin “Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü imkânları ile sağlanamaması nedeniyle verilen izinler, bu idarece imkân sağlanması halinde geri alınabilir.” hükmünü ihtiva eden ikinci fıkrası da yürürlükten kaldırılmıştır.

Türk Telekom tarafından yürütülmekte olan uydu hizmetlerinin millî güvenlik ve ülke savunması açısından stratejik önemi de dikkate alınarak, bu hizmetleri yürütmek üzere ayrı bir anonim şirket kurulması öngörüldüğünden mevzuata uygunluğun sağlanmasını teminen, 4673 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesi de yürürlükten kaldırılmıştır.

Öte yandan, 4502 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası da ihtiyaç kalmadığı için yürürlükten kaldırılmıştır.

Ayrıca, 4046 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin (a) bendinin “Limanlar hakkında mülkiyetin devri suretiyle özelleştirme yapılamaz” cümlesini takip eden hükümlerin de madde metninden çıkarılması öngörülmüş ve özelleştirilmelerde yabancıların % 49’un üzerinde pay sahibi olması imkânı getirilerek, diğer maddelerle uyum sağlanmıştır.

Madde 9. - Yürürlük maddesidir.

Madde 10. - Yürütme maddesidir.

 


Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Plan ve Bütçe Komisyonu 4.6.2004

Esas No. : 1/807

Karar No. : 85

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Ulaştırma Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 7.5.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 14.5.2004 tarihinde, tali komisyon olarak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna, esas komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilen 1/807 esas numaralı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ", Komisyonumuzun 25.5.2004 tarihinde yapmış olduğu 46 ncı birleşiminde Hükümeti temsilen Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM ile Ulaştırma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı,  Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Türk Telekom Genel Müdürlüğü, PTT Genel Müdürlüğü ve Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü temsilcilerinin katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi; Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerinin tekel olarak yürütmesine ilişkin hak ve yetkisi 1.1.2004 tarihi itibarıyla sona ermiştir. Türk Telekomun özelleştirme çalışmalarında gelinen noktada, özelleştirmenin gerçek değerinde ve en uygun koşullarda sonuçlandırılmasını teminen, birtakım ilave düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Keza, telekomünikasyon sektöründe rekabetin yoğun olarak yaşanmaya başlandığı ve Türk Telekomun tekel hakkının da sona erdiği bu aşamada; beklenen özelleştirmenin ülke için en uygun şartlarda gerçekleştirilmesi, özelleştirme ile amaçlanan hedeflere ulaşılabilmesi, Türk Telekomun özelleştirme sonrasında faaliyetlerini etkin ve verimli bir şekilde sürdürebilmesi için birtakım yasal değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır.

Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;

- Türk Telekomun özelleştirilmesine ilişkin usul ve esasların 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununda düzenlenmiş olduğu, bu bağlamda, 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinde öngörülen ve birtakım sakıncaları görülen "kapalı teklif usulü" yerine bu sakıncaları gidermek amacıyla "pazarlık usulü" nün uygulanmasının,

- Çok büyük sermayeye sahip olan Türk Telekomun özelleştirilmesinde, yabancı yatırımcıların da ihaleye katılması yoluyla rekabet ortamı içerisinde hak ettiği değeri bulabilmesini ve bu şekilde değerinin artırılmasını teminen; 406 sayılı Kanunun, yabancıların sahip olabileceği hisse oranına sınır getiren ek 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının madde metninden çıkarılmasının, böylece Türk Telekom hisselerinin mutlaka yabancı yatırımcılara devri olmayıp gerçek değerinde ya da bu değerin üzerinde özelleştirilmesinin sağlanmasının,

- Türk Telekomun tekel hakkının 1.1.2004 tarihi itibarıyla ortadan kalkmış olması nedeniyle, 406 sayılı Kanunun tekel hakkına ilişkin düzenlemeler içeren  ek 17 nci maddesinin birinci fıkrasının yeniden düzenlenmesinin,

- Telekomünikasyon Kurulunun herhangi bir nedenle Kurul üyeliklerinde birden fazla eksilme olması halinde, toplantı ve karar yetersayısının oluşmamasının ve bu nedenle karar alınamamasının yaratacağı sorunların önlenmesini teminen Kurulun üye sayısının artırılmasının,

- Türk Telekom tarafından yürütülmekte olan uydu hizmetlerinin millî güvenlik ve ülke savunması açısından stratejik öneminin gözetilerek, uydu hizmetlerinin yürütülmesi için ayrı bir anonim şirket kurulması ve bu şirketin kuruluşuna ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlarda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesine ilişkin düzenlemelerin,

- Deniz haberleşmesindeki hizmetlerin, Türk Telekomun özelleştirilmesi aşamasında, bu hizmetler ile bu hizmetleri yürütmekle görevli Türk Telekoma bağlı Telsiz İşletme Müdürlüğünün, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilmesinin,

- Bankalar Kanunu uyarınca, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirket ve iştiraklerden olan Devlet alacaklarının bir an önce tahsilini teminen, bu şirket ve iştiraklerin malvarlıklarının satışına ilişkin bir düzenlemenin,

Yer aldığı görülmüştür.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmelere geçmeden önce verilen bir önerge doğrultusunda konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Alt Komisyon, 26.5.2004 ve 27.5.2004 tarihlerinde ilgili kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Tasarıda aşağıda belirtilen değişiklikleri yapmış, hazırlamış olduğu rapor ve metni Komisyonumuza sunmuştur.

Alt komisyonda Tasarının;

- Çerçeve 1 inci maddesi; "kapalı teklif" usulünün "pazarlık usulü" şeklinde değiştirilmesini öngören hükmün, özelleştirme kapsamındaki kuruluşların satışına ilişkin yapılacak ihale usullerinin 4046 sayılı Kanunda düzenlenmiş olduğu ve söz konusu Kanunun belli durumlarda pazarlık usulüne cevaz verdiği ve Tasarıyla amaçlanan durumu karşılamaya yeteceği gerekçesiyle madde metninden çıkarılması suretiyle,

- Kısa bir süre içerisinde tasfiye edilmesi düşünülen PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığının, Sandığın yönetiminde ve personelin ödediği aidatların geri ödenmesi sırasında nemalandırmayla ilgili güçlüklerle karşılaşıldığı, bu güçlükleri aşmak ve üyelerin mağduriyetini önlemek amacıyla 406 sayılı Kanunun ilgili maddesinde değişiklik yaparak sandığın Kefalet Kanununa tâbi olmasına son verilmesine yönelik bir düzenlemenin Tasarıya çerçeve 2 nci madde olarak eklenmesi ve diğer maddelerin teselsül ettirilmesi suretiyle,

- Çerçeve 2 nci maddesi; üçüncü fıkranın, Telekomun hisselerinin satışı neticesinde kamu payının %50' nin altına düşmeden önce istihdam fazlası olarak belirlenen personel ile ilgili bir düzenleme öngörmenin uygun olmayacağı gerekçesiyle madde metninden çıkarılması, dördüncü fıkranın; Türk Telekom'un hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesi durumunda başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecek personelin ücret ve diğer mali haklarının daha açık ve tereddütleri ortadan kaldıracak bir şekilde ifade edilmesi, ve ortaya çıkabilecek mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle 3 üncü madde olarak,

- Çerçeve 3 üncü maddesi, madde çerçevesinin kanun tekniğine uygunluk sağlamak amacıyla redaksiyona tâbi tutulması, bu maddeyle 406 sayılı Kanuna eklenen; ek 31 inci maddesi Kanunda ifade birliğinin sağlanması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması; ek 32 nci maddesi aynen; ek 33 üncü maddesine, özelleştirme gerçekleştirilmeden önce uydu hizmetlerinin devredilmesi öngörülen ve yeni kurulacak olan Türksat A.Ş.'nin başlangıç sermayesinin tespiti, Türksat A.Ş. tarafından devralınan aktif ve pasif arasındaki farkların Türk Telekom tarafından kayıtlardan düşülerek tasfiyesinin sağlanabilmesi, Türksat A.Ş. tarafından da devralınan varlık ve kaynaklar arasındaki farkın sermayeye ilave edilmek suretiyle bilanço dengesinin kurulabilmesini amaçlayan bir hükmün son fıkra olarak eklenmesi; Türk Telekom'un özelleştirme öncesinde, ihtilaflarının sulhen çözümü ve çok büyük meblağlara tekabül eden alacaklarının hızlı bir şekilde tahsil edilmesini sağlamaya dönük olarak 406 sayılı Kanuna ek 34 üncü madde olarak eklenmesi öngörülen bir  düzenlemenin metne eklenmesi suretiyle, 4 üncü madde olarak,

- Tasfiye amaçlı olarak Kefalet Kanununa tâbi olmasına son verilmesi öngörülen PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığını; işletme, tasfiye ve bu konuda gerekli düzenlemeleri  yapmayı PTT Genel Müdürlüğü Yönetim Kuruluna bırakan ve birikmiş olan aidatlar toplamının ne kadarının ne şekilde ve hangi sürede üyelere dağıtılacağını, kalan paranın da PTT Genel Müdürlüğü ve Genel Bütçe arasındaki paylaşımını düzenleyen ve 406 sayılı Kanuna geçici 8 inci madde olarak eklenmesini öngörülen bir hükmün, metne çerçeve 5 inci madde olarak eklenmesi ve maddelerin teselsül ettirilmesi suretiyle,

- Çerçeve 4 ve 5 inci maddeleri 6 ve 7 nci maddeler olarak aynen,

- Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren Telsiz İşletme Müdürlüğünce yürütülen deniz haberleşme ve seyir güvenliği hizmetlerinin, uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmesinin öngörülmesi nedeniyle sahil telsiz istasyonları ile ilgili yetkinin de bu Kurumca kullanılmasını sağlamaya dönük olarak 2813 sayılı Telsiz Kanunun 21 inci maddesinin değiştirilmesini öngören bir hükmün metne çerçeve 8 inci madde olarak eklenmesi suretiyle,

- Çerçeve 6 ncı maddesi; madde çerçevesi redaksiyona tâbi tutulmak suretiyle 9 uncu madde olarak,

- Çerçeve 7 nci maddesi; redaksiyona tâbi tutulmak ve imtiyaz sözleşmesi, lisans, ruhsat gibi izinlerin yenilenmesi ve değişikliğini yapacak kurumların açıklığa kavuşturulması amacıyla "ve değişikliği işlemi" ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgili kuruluşlarınca" ibaresinin eklenmesi suretiyle 10 uncu madde olarak,

- Çerçeve 8 inci maddesi; (a) bendinin redaksiyona tâbi tutulması, (b) bendinin sonunda yer alan "ile 21 inci maddesi" ibaresinin, söz konusu madde metinde çerçeve 8 inci madde olarak yeniden düzenlendiğinden madde metninden çıkarılması, 4502 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile ilgili düzenlemeye ihtiyaç bulunması nedeniyle bu hükmün yürürlükten kaldırılmasını düzenleyen (d) bendinin madde metninden çıkarılması ve (e) bendinin (d) bendi olarak teselsül ettirilmesi suretiyle 11 inci madde olarak,

- Hazinenin GSM işletmecisi firmalardan olan alacaklarını bir an önce tahsil etmesini sağlamaya yönelik bir düzenlemenin metne geçici 1 inci madde olarak eklenmesi suretiyle,

- Yürürlüğe ilişkin 9 uncu maddesi, madde numaralarının değişmiş olması nedeniyle atıfların buna uygun olarak düzenlenmesi suretiyle 12 nci madde olarak,

- Yürütmeye ilişkin 10 uncu maddesi 13 üncü madde olarak aynen,

Kabul edilmiştir.

Bu defa Komisyonumuzun 2.6.2004 tarihinde Hükümeti temsilen Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM ile ilgili kamu kurum, kuruluşları ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımlarıyla yapmış olduğu 50 nci birleşimde görüşmelere başlanmıştır.

Ancak, Tasarının tümü üzerindeki görüşmelere geçmeden önce ilgili sendikaların temsilcileri tarafından yapılan açıklamalarda,

- Telekom hisselerinin % 50'den fazlasının yabancılara satılması halinde millî güvenliğe yönelik olarak ortaya çıkabilecek endişelerin yanı sıra ekonomik kaygıların da göz önünde bulundurulmasının gerektiği, Telekom imkanlarının ekonomiyi olumsuz etkilemeye yönelik olarak kullanılabileceği,

- Telekomun önemli ölçüde kâr eden bir kurum olduğu, bu kârını yatırımlara aktarması halinde gelişen şartlara uygun olarak kamunun yararına hizmet sunma imkanının genişleyebileceği ve özel sektöre devri yoluyla beklenen rekabet ortamından çok daha fazla fayda elde edilebileceği,

- Telekomun yatırım yapan, ülkeye kaynak aktaran, önemli ölçüde katma değer üreten ve çalışma barışının hakim olduğu bir kurum olması gerektiği,

Dile getirilmiştir.

Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerde;

- Telekomun özelleştirilmesinin yıllardır tartışıldığı bu konuda çıkarılan kanunların Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla karşılaştığı,  Tasarının Anayasaya aykırılık bakımından Anayasa Komisyonunda incelenmesinin yerinde olacağı,

- Sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve sendikaların bu alanda yapılan düzenlemelerde daha etkin olarak yer alması gerektiği, Tasarının toplumsal mutabakat sağlanarak getirilmesinin daha yerinde olacağı,

- Telekomun özelleştirilmesi hususunun yıllardır tartışılmakta olduğu ve bir an önce neticelendirilmek istendiği ancak acele edilmesinin çeşitli sorunlar ortaya  çıkarabileceği,

- Önemli olan konunun, satışı düşünülen fiziksel alt yapıdan çok ekonomik ve stratejik bağlamda bu alt yapı üzerine kurulu olan üst yapıdan sunulan hizmetler olduğu, dolayısıyla alt yapının mülkiyetinin çok önemli olmadığı, üst yapı vasıtasıyla sunulan hizmetlerin satışından elde edilecek katma değerin alt yapının satışından elde edilecek gelirden çok daha fazla olabileceği,

- Telekomun özelleştirilmesi durumunda siyasi etkilerden kurtularak daha iyi hizmet sunulacağının iddia edildiği, ancak kamu tekelinin bile bu tür etkilere açık olduğu bir ortamda, özel tekel oluşması durumunda daha ciddi sorunlar ortaya çıkabileceği, bu nedenle özel tekel oluşmaması yönünde tedbirler alınması gerektiği aksi takdirde ucuz ve kaliteli hizmet sunulacağı gerekçelerinin de tutarlı olmayacağı,

- Bilişim alanında meydana gelen gelişmeler ne kadar yaygınlaşırsa bu alanın da bu ölçüde değer kazandığı, bu açıdan Telekomun özelleştirilen diğer kuruluşlardan farklı bir niteliğe sahip olduğu bu nedenle bu Kurumun özelleştirilmesinin dikkatli bir şekilde düşünülmesi gerektiği,

- Ülkemizde özelleştirmenin yasal ve kurumsal alt yapısının oturmamış olduğu ve öncelikle bu konunun ele alınması gerektiği,

- Türkiye'nin gelişmekte olan ve alt yapısını tamamlaması gereken bir ülke olduğu, gelişmiş ülkelerin pek çoğunda telekom hisselerinin %50'sinden fazlasının kamunun elinde tutulduğu, bu hususun da dikkat çekici olduğu, Telekom hisselerinin %50'sinden fazlasının kamunun elinde tutulmasının gerekli olduğu,

- Telekomun %50'sinden fazlasının satışıyla elde edilmesi beklenen fazla gelir yerine kurumun özerk bir statüye kavuşturulması suretiyle siyasi etkilerden korunarak daha verimli hale getirilmesi gerektiği,

- Haberleşme hakkının Anayasayla güvenceye alınmış olan temel hak ve özgürlükler arasında olduğu, bu nedenle Telekomun özelleştirilmesinin çok iyi değerlendirilmesi gerektiği, stratejik önemi dolayısıyla ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkileyebileceği, bu imkanların özel sektör elinde kötüye kullanımını engelleyici tedbirlere ihtiyaç bulunduğu,

- Miktarı ne kadar artarsa artsın marjinal faydası azalmayan bir kamu tekelinin özelleştirilmesinin çeşitli sakıncaları bulunabileceği ve konunun bu yönünün de değerlendirilmesi gerektiği,

- Telekomun stratejik öneminin bu teknolojiye sahip olmanın yanı sıra, şu an için hassas olan konunun iletişim güvenliği olduğu, Devletin bu alanı kontrol altında bulundurmasının yeterli olacağı,

- Serbestleşme süreci sonucunda telekomun elinde yalnızca sabit telefon hizmetinin kalacağı, özelleştirme kararının alınmış olması nedeniyle yeni yatırım da yapılmadığı, bu nedenlerle Telekomun değerinin düşmüş ve daha da düşmesinin muhtemel olduğu,

Şeklindeki görüş ve eleştirileri takiben, Hükümet adına yapılan açıklamalarda;

- Özelleştirme sürecinin ciddi anlamda 80'li yılların başında başlamış olduğu, Dünyada ve Avrupada gerçekleştirilen  serbestleştirme ve özelleştirmenin ülkemizde tam anlamıyla değerlendirilemediği, sektörde yaşanan kriz ve serbestleşme sürecinin tamamlanmış olmasının da Türk Telekomun değerini düşürmüş olduğu,

- Telekomun özelleştirilmesine yönelik ilk düzenlemelerin bir kısmının Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğu ancak gerekçeli kararında bulunmadığını belirttiği şartların bu gün itibariyle yerine gelmiş olduğu, Tasarının hazırlanmasında da bu gerekçelerin göz önünde bulundurulduğu,

- Serbestleşmenin gerçekleşmiş olması ve Kurumun tekel hakkının ortadan kalkmış olması nedeniyle özel teşebbüsün bu alanda faaliyet gösterdiği, rekabetin artacak olması nedeniyle de daha kaliteli ve ucuz hizmet sunulabileceği ve bu durumun vatandaşın yararına olduğu,

- Yapılması öngörülen değişikliklerle özelleştirmede altın hissenin muhafaza edilmiş ve içeriğinin daha iyi tanımlanmış olduğu böylece kamunun çıkarlarının gözetilerek Devletin kontrolünün sağlanabileceği,

- Telekomun özelleştirilmesi ile ilgili kanunun 1995'te çıkmış ve özelleştirme kararının da bu tarihte alınmış olduğu,  burada öngörülen hususun yalnızca yabancıların payının %45'i geçemeyeceği sınırlamasının kaldırılması olduğu, ister yerli ister yabancı olsun yatırımcıların eşit koşullarda ihaleye girebilmelerinin sağlandığı, böylece yabancı sermayenin ülkeye çekilebileceği ve Telekomun değerinin artacağı,

- Dünyada Telekom benzeri şirketlerin ortalama 20-25 bin çalışanla hizmet verdiği, Türk Telekomda ise 63 bin personel istihdam edildiği, bilişim ve haberleşme hizmetlerini adapte edip büyümeyi ve gelişmeyi sağlayacak olan kalifiye eleman sayısının ise ancak bin civarında olduğu,

- Telekomun gelirlerinin  %50'lik kısmını abonelerin %5'inden geri kalan %50'lik kısmını ise %95'inden sağladığı, yalnızca 10 ilde kâr elde edebildiği diğer 71 ilde ise zarar ettiği ve bu konunun üzerinde özenle durulması gerektiği,

- Uydu hizmetlerinin özelleştirmenin dışında tutulmuş olmasının ulusal güvenlik açısından gereken güvenceyi sağladığı,

- İlgili sivil toplum örgütleri ve sendikaların görüşlerini çeşitli yollarda belirttikleri ve bu hususların göz önünde bulundurulduğu,

- Telekomun değeri hakkında Hükümet olarak herhangi bir rakam telaffuz edilmediği ve bu konuyu özel hassasiyet gösterildiği, uygun teklifin gelmesi halinde satışın gerçekleşebileceği, aksi takdirde satmak gibi bir zorunluluk bulunmadığı,

İfade edilmiştir.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeleri takiben alt komisyon metni esas alınmak suretiyle maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.

Alt komisyon metninin;

- 2813 sayılı Telsiz Kanununda Telekomünikasyon Kurumunun gelirleri arasında sayılan ve Kurum tarafından uygulanan ancak, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edileceğinin belirtilmemiş olması nedeniyle uygulamada problemler yaşanmasına neden olan idari para cezalarının tahsili konusunda; hukuki boşluğu gidermeyi amaçlayan ve ilgili 406 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (f) bendine ilave yapılmasını öngören bir düzenlemenin metne çerçeve1 inci madde olarak eklenmesi ve diğer maddelerin teselsül ettirilmesi suretiyle,

- Çerçeve 1 inci maddesi;  kanun tekniğine uygunluğun sağlanması amacıyla redaksiyona tâbi tutulmak suretiyle 2 nci madde olarak,

- Çerçeve 2 nci maddesi; 3 üncü madde olarak aynen,

- Çerçeve 3 üncü maddesi ile değiştirilen 406 sayılı Kanunun ek 29 uncu maddesi; üçüncü fıkrasında yer alan "Şu kadar ki" ibaresinin kanun tekniğine uygun olmadığı gerekçesiyle metinden çıkarılması, kavram kargaşasının giderilmesi ve ifadeye açıklık kazandırılması amacıyla üçüncü fıkranın birinci cümlesinde yer alan "kapsam dışı personel statüsüne girenler" ibaresinin "kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar" şeklinde değiştirilmesi suretiyle, 4 üncü madde olarak,

- Çerçeve 4 üncü maddesi; bu maddeyle 406 sayılı Kanuna eklenen ek 31 inci maddesi aynen; ek 32 nci maddesinin üçüncü fıkrası  son cümlesinin çalışanların iş mevzuatına tâbi olarak kurumda kalma iradesini teşvik etmek amacıyla geçmiş yıllarda kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştıkları sürelerin iş mevzuatında geçen süre ile birleştirilmesi nedeni ile kıdem tazminatının hesaplanmasının  iş mevzuatına göre yapılmasını sağlayacak şekilde değiştirilmesi ve maddenin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle; ek 33 üncü maddesi, yedinci fıkrasından kurumlar arasında çelişki yaratmamak ve idareyi sıkıntıya sokacak biçimde örnek teşkil etmemek amacıyla Türksat A.Ş.' nin 4749 sayılı Kanunun istisna kapsamından çıkarılması ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimine tâbi olduğuna açıklık getirmek üzere 3346 sayılı Kanun ile ilgili hükmün metne eklenmesi ve maddenin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle; ek 34 üncü maddesi aynen; GSM hizmetleri yürüten işletmeciler tarafından 2813 sayılı Kanun uyarınca abonelerinden tahsil ettikleri telsiz kullanma ücretlerini Telekomünikasyon Kurumuna aktarmalarında yaşanan problemleri çözmeyi amaçlayan ve 406 sayılı Kanuna ek 35 inci madde olarak eklenmesi öngörülen bir düzenlemenin metne eklenmesi suretiyle, 5 inci madde olarak,

- Çerçeve 5 inci maddesi ile 406 sayılı Kanuna eklenen geçici 8 inci maddenin; verilen bir önerge doğrultusunda, çalışanların mağduriyetinin kısmen giderilmesi amacıyla ikinci fıkrasına "tutarlar" ibaresinden sonra gelmek üzere "son bir yıllık TÜFE oranında artırılarak" ibaresinin eklenmesi suretiyle 6 ncı madde olarak,

- Çerçeve 6,7 ve 8 inci maddeleri 7,8 ve 9 uncu maddeler olarak aynen,

- Çerçeve 9 ve 10 uncu maddeleri; kanun tekniğine uygunluğun sağlanması amacıyla redaksiyona tâbi tutulmak suretiyle 10 ve 11 inci maddeler olarak,

- 11 inci maddesi; 12 nci madde olarak aynen,

- Geçici 1 inci maddesi; iç hukukumuzda yargı kararıyla kesinleşmiş olmasına rağmen bu alacaklar konusunda ilgililer tarafından uluslararası tahkim müessesesine başvurulmuş olmasının alacağın tahsilini sürüncemede bırakmakta olduğu ve bu alacağın uzlaşma sağlanmak suretiyle bir an önce tahsilinin sağlanması amacıyla  "yargı kararıyla kesinleşenler hariç olmak üzere" ibaresinin madde metninden çıkarılması suretiyle,

- Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilen hizmetlerle ilgili olarak, diğer mevzuatta Türk Telekom'a yapılan atıfların anılan Genel Müdürlüğe yapılacağını öngören bir hükmün metne geçici 2 nci madde olarak eklenmesi suretiyle,

- Yürürlüğe ilişkin 12 nci maddesi, madde numaralarında yapılan değişikliğe paralel olarak yeniden düzenlenmesi suretiyle 13 üncü madde olarak,

- Yürütmeye ilişkin 13 üncü maddesi 14 üncü madde olarak aynen,

Kabul edilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere yüksek Başkanlığa saygıyla arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

 

Sait Açba

M. Altan Karapaşaoğlu

Sabahattin Yıldız

 

 

Afyon

Bursa

Muş

 

 

Kâtip

Üye

Üye

 

 

Mehmet Sekmen

Mahmut Göksu

Mehmet Melik Özmen

 

 

İstanbul

Adıyaman

Ağrı

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Ruhi Açıkgöz

Mehmet Zekai Özcan

Yakup Kepenek

 

 

Aksaray

Ankara

Ankara

 

 

 

 

(Karşı oy yazım eklidir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Osman Kaptan

Ali Osman Sali

Ali Kemal Deveciler

 

 

Antalya

Balıkesir

Balıkesir

 

 

(Karşı oy yazım ektedir)

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Aziz Akgül

Ömer Abuşoğlu

Nurettin Canikli

 

 

Diyarbakır

Gaziantep

Giresun

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Mustafa Zeydan

M. Emin Murat Bilgiç

Alaattin Büyükkaya

 

 

Hakkâri

Isparta

İstanbul

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Birgen Keleş

Ali Kemal Kumkumoğlu

Kemal Kılıçdaroğlu

 

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

 

(Karşı oy yazım ektedir)

(Karşı oy yazım ektedir)

(Karşı oy yazım ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

M. Mustafa Açıkalın

Bülent Baratalı

Mehmet Ceylan

 

 

İstanbul

İzmir

Karabük

 

 

 

(Karşı oy yazım ektedir)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Y. Selahattin Beyribey

Taner Yıldız

Mustafa Ünaldı

 

 

Kars

Kayseri

Konya

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Ali Er

Gürol Ergin

Kazım Türkmen

 

 

Mersin

Muğla

Ordu

 

 

 

(Karşı oy yazısı ektedir)

(Karşı oy yazım ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Abdülkadir Kart

Erol Aslan Cebeci

Musa Uzunkaya

 

 

Rize

Sakarya

Samsun

 

 

Üye

 

Üye

 

 

Faruk Nafiz Özak

 

Osman Coşkunoğlu

 

 

Trabzon

 

Uşak

 

 

 

 

(Karşı oy yazısı ektedir)

 

 

 

 

 

KARŞI OY YAZISI

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tasarının 1 inci maddesi ile 406 Sayılı Kanunun 17 nci maddesinde değişiklik yapılmasına, söz konusu maddenin 3 üncü fıkrasının kaldırılmasına ve imtiyazlı hisseye tanınan ayrıcalıkların sınırlandırılmasına karşıyız.

17 nci maddenin 3 üncü fıkrasının yürürlükten kaldırılması ile yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk Telekom’daki hisse oranlarının % 45’i aşması ve bunların doğrudan veya dolaylı olarak şirketin çoğunluk hisselerine sahip olmaları ve Türk Telekomun yönetiminde ve denetiminde oy çoğunluğu sağlamaları mümkün hale gelmiştir. Ayrıca, getirilen değişiklikle 3 üncü fıkrada bulunan ve tüm satış işlemlerinde yabancıların hisse oranlarındaki % 45’lik sınırlamanın gözönünde tutulmasını ve karşılıklılık ilkesinin aranmasını öngören hüküm de ortadan kalkmış olmaktadır. Bu durum Anayasaya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi Kararlarına uygun değildir ve kamu yararı ile de bağdaşmamaktadır.

İmtiyazlı hisseye tanınan ayrıcalıkların sınırlandırılması ise imtiyazlı hisseyi ülke ve toplum yararını koruyamayacak hale getirmektedir.

Türk Telekom tekel niteliğinde stratejik bir kuruluştur. Yapılan değişiklikle kamu tekeli kaldırılarak yabancı tekel kurulması mümkün hale getirilmiştir. Böylece, ulusal güvenlik, savunma, ekonomik ve sosyal yaşam ile Anadolu’nun her köşesine haberleşme hizmetinin eksiksiz götürülmesi tehlikeye atılmıştır.Oysa, Anayasanın 167 nci maddesine göre Devlet, piyasalarda fiili olarak veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemekle görevlidir.

İmtiyaz sözleşmelerine taraf olan Telekomünikasyon Kurumunun ulusal güvenliğin ve millî yararların tehlikeye düşmesini önleyecek tedbirleri alabileceği ve sözleşmeyi tek taraflı feshedilebileceği sav’ı da doğru değildir. Çünkü imtiyaz sözleşmelerine, sözleşmeden doğacak anlaşmazlıkların uluslararası tahkim yoluyla çözülmesini öngören bir hüküm konulmaktadır. Şirketler sözleşme koşullarını bile yerine getirmemekte ve haklı olduğumuz halde tahkime başvurmaktadır.

Tasarıdaki diğer değişikliklerle hisselerin blok satışının kapalı teklif usulü yerine pazarlık usulü ile yapılacağı hükme bağlanmaktadır. Ayrıca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen Telsim’in yabancı gerçek ve tüzel kişilere satılmasının önü açılmakta ve limanların mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle özelleştirilmesinden yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin yararlanması mümkün hale getirilmektedir.

Ayrıca Tasarı ile Telekom çalışanlarının iş güvencesini korumayan ve kazanılmış haklarını geri çeken değişiklikler de getirilmiştir. Tasarıda yer alan bütün bu değişikliklerin kamu yararını korumayan, sakıncalı değişiklikler olduğu kanısındayız.

 

Birgen Keleş

Yakup Kepenek

Kemal Kılıçdaroğlu

 

İstanbul

Ankara

İstanbul

 

Bülent Baratalı

Ali Kemal Kumkumoğlu

Kazım Türkmen

 

İzmir

İstanbul

Ordu

 

Gürol Ergin

Osman Coşkunoğlu

Osman Kaptan

 

Muğla

Uşak

Antalya

KARŞI OY YAZISI

Özelleştirme uygulamaları, Türkiye'de başladığı tarihten bu yana tümüyle bir başarısızlık örneği olmuştur. Bu Hükümet de, geçmiş hükümetlerin başarısızlıklarını aynı kararlılıkla sürdürmektedir.

Örneğin;

1. Özelleştirme konusunda bugüne değin sağlıklı bir hukuki altyapı oluşturulamamıştır. 406 sayılı Telgraf ve Telefon Yasasında değişiklik öngören Tasarı da buna dahildir.

2. Yapılan Özelleştirme uygulamalarında özelleştirilen kuruluşlardaki çalışanların hakları ve beklentileri dikkate alınmamış, özelleştirmenin sosyal boyutu tümüyle ihmal edilmiştir. 406 sayılı Yasa Tasarısında öngörülen değişikliklerde de aynı anlayış sürdürülmektedir.

3. Özelleştirmenin, tekelleşmeye yol açmaması, öncelikle kamu yararı açısından çok önemlidir. Ancak bu ilke, bu Tasarıda gözardı edilmiştir. Türk Telekom'un altyapısı stratejik bir alandır. Çünkü Türk Telekom'un fiziksel altyapısı bir tekeldir. Kaldı ki, "stratejik" kavramı sadece savunma ihtiyaçları ile sınırlanmamalıdır. Bilgi çağında, bilgi akışının altyapısını oluşturan telekomünikasyon; ekonomik, toplumsal ve teknolojik bağlamlarda da stratejik niteliktedir. Ayrıca, "imtiyazlı (altın) hisse" kavramı ile, özelleştirme sonrasında anlamlı bir stratejik kontrol sağlanamayacağı da, Teletaş'ın özelleştirilmesinde görülmüştür.

4. İletişim alanı dünyada teknolojik gelişmelere en açık alandır. Telekomun % 95'lere varan oranda yabancılara açılması, hem iletişimin güvenliği yönünden sakınca yaratacak, hem de teknolojideki gelişmeleri izleme ya da üretme alanında Türkiye'yi geri plana itecektir.

5. Halen, özelleştirildiği tarihten bu yana, özelleştirme bedellerini ödemeyen kuruluşlar vardır. Bu kuruluşlardan, özelleştirme bedellerini dahi alamayan bir Hükümetin, Türk Telekomu alelacele uluslararası pazara çıkarılması hiç de inandırıcı ve güven verici değildir.

6. Özelleştirmenin mantığı, kamu tarafından işletilip iyi yönetilmeyen ve bunun doğal sonucu olarak da, kamunun sırtında kambur olan zararlı kuruluşlann özelleştirilmesidir. Oysa uygulamada bunun tam tersi olmaktadır. Geçmiş hükümetlerin yaptığı yanlışları bu Hükümet de tekrarlamakta ve "ver kurtul" mantığı ile sadece kâr eden ve büyük katma değer yaratan kuruluşlar satılmaktadır.

7. Tasarının gerekçesinde; "Yabancı yatırımcılar, yönetiminde söz sahibi olamayacakları, başka bir ifade ile şirketin hisselerinin % 50'sinden fazlasına sahip olmadıkları bir ihaleye iştirak etmek istememektedirler. Bunun sonucunda ihaleye katılım hem az olmakta hem de şirketin değeri düşmektedir. Bu konudaki istatistiksel çalışmalar göstermiştir ki yabancılara % 51'in altında ihaleye çıkarılan kamu şirketleri, % 51 ve üzerinde ihale edilenlere oranla peştemaliye parası dahi düşük olmaktadır. Örneğin, şirketin % 49'unu almayı düşünen alıcı (a) lira vermeyi düşünürken bu oran,      % 51'e çıktığında fiyatı (a + % 25) oranında artırmaktadır." denilmektedir. Ancak bu anlayışın hangi verilere dayandığını sayın Bakan dahi açıklayamamıştır. Soyut gözlemlerle, Türk Telekomu pazarlama anlayışı doğru bir yaklaşım değildir. Ve bu soyut anlayış, Yasa Tasarısının gerekçesine olduğu gibi yansımıştır.

8. Türk Telekom, uluslararası fiber optik kablolar açısından Türkiye'yi önemli bir terminal merkezi haline getirmiştir. Örneğin Türkiye, EMOS - l denizaltı fiber optik kablosu üzerinden   (Türkiye - Yunanistan - İsrail) arasında, ITUR deniz altı fiber optik kablo sistemiyle (Türkiye- İtalya - Ukrayna - Rusya) arasında, KAFOS Karadeniz fiber optik sistemiyle (Türkiye - Bulgaristan - Romanya) arasında, TBL trans balkan linki karasal fiber optik sistemi ile Türkiye ve Balkan ülkeleri arasında, TAE fiber optik kablosu ile orta asya cumhuriyetleri, Çin ve Avrupa ülkeleri arasında önemli işlevleri üstlenmektedir. Dolayısıyla Türkiye, uzak doğuda Singapur ve Endonezya'dan başlayıp batıda Fransa'ya kadar uzanan fiber optik kablo sisteminde dünyanın sayılı terminal ülkelerinden birisidir. Uluslararası denizaltı ve karasal fiber optik kablolar sayesinde ülkemiz önemli transit merkezi durumunda olup bu bağlantılar sayesinde Türk Telekom stratejik önemini korumakta ve gelirleri önemli ölçüde artmaktadır.

9. Öyle anlaşılıyor ki; Tasarı IMF'nin baskısı altında hazırlanmıştır. Türkiye'nin borç batağında olması dikkate alınırsa, Türk Telekom kelepir fiyata satılacaktır. Çünkü, Hükümetçe yatırım yapması engellenen Türk Telekomun değeri, her geçen gün daha da düşürülmektedir. Açıkçası, dünyanın sayılı telekom firmaları arasında bulunan Türk Telekom, bir milli varlık olarak peşkeş çekilecektir. Oysa Türk Telekomun yıllık kârı 1,5 milyar ABD doları civarında olup, son üç yılda yarattığı katma değer de 13 milyar ABD dolarını aşmıştır.

10. Öte yandan, elde edilecek gelir açısından da Türk Telekomun şu anda özelleştirmesi anlamlı ve uygun değildir. Telekomünikasyon alanında fiziksel altyapıdan çok bu fiziksel altyapı üzerinden verilen hizmetler değerlidir. Dolayısıyla, elde edilecek gelir bakımından da, bu hizmetlerin serbestleştirilerek rekabet ortamına açılması, fiziksel altyapı satışından daha öncelikli ve önemlidir. Asıl gelir bu alandan sağlanmalıdır. Dünyadaki başarılı telekom özelleştirmelerinde de bu yol izlenmiştir. Ama Hükümet, izlediği yanlış ekonomik politika dolayısıyla saplandığı borç batağından kurtulmanın yolu olarak, bir "mirasyedi" gibi davranmayı uygun görmüştür.

 

                        Kemal Kılıçdaroğlu

                                           İstanbul Milletvekili

 

 


ALT KOMİSYON RAPORU

Esas No. : 1/807       28.5.2004

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

Komisyonumuzun 25.5.2004 tarihinde Hükümeti temsilen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Ulaştırma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı,  Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Türk Telekom Genel Müdürlüğü ve Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü temsilcilerinin katılımlarıyla yapmış olduğu 46 ıncı birleşiminde, 1/807 esas numaralı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"  üzerindeki görüşmelere başlanmıştır.

Tasarının geneli üzerindeki görüşmelere geçmeden önce, verilen bir önerge doğrultusunda konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen  bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Alt komisyonumuz, 26.5.2004 ve 27.5.2004 tarihlerinde ilgili kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Tasarıda aşağıda belirtilen değişiklikleri yapmıştır.

Tasarının;

- Çerçeve 1 inci maddesi; "kapalı teklif" usulünün "pazarlık usulü" şeklinde değiştirilmesini öngören hükmün, özelleştirme kapsamındaki kuruluşların satışına ilişkin yapılacak ihale usullerinin 4046 sayılı Kanunda düzenlenmiş olduğu ve söz konusu Kanunun belli durumlarda pazarlık usulüne cevaz verdiği ve Tasarıyla amaçlanan durumu karşılamaya yeteceği gerekçesiyle madde metninden çıkarılması suretiyle,

- Kısa bir süre içerisinde tasfiye edilmesi düşünülen PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığının, Sandığın yönetiminde ve personelin ödediği aidatların geri ödenmesi sırasında nemalandırmayla ilgili güçlüklerle karşılaşıldığı, bu güçlükleri aşmak ve üyelerin mağduriyetini önlemek amacıyla 406 sayılı Kanunun ilgili maddesinde değişiklik yaparak son verilmesine yönelik bir düzenlemenin Tasarıya çerçeve 2 nci madde olarak eklenmesi ve diğer maddelerin teselsül ettirilmesi suretiyle,

- Çerçeve 2 nci maddesi; üçüncü fıkranın, Telekomun hisselerinin satışı neticesinde kamu payının %50'nin altına düşmeden önce istihdam fazlası olarak belirlenen personel ile ilgili bir düzenleme öngörmenin uygun olmayacağı gerekçesiyle madde metninden çıkarılması, dördüncü fıkranın; Türk Telekom'un hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesi durumunda başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecek personelin ücret ve diğer malî haklarının daha açık ve tereddütleri ortadan kaldıracak bir şekilde ifade edilmesi ve ortaya çıkabilecek mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle 3 üncü madde olarak,

- Çerçeve 3 üncü maddesi, madde çerçevesinin kanun tekniğine uygunluk sağlamak amacıyla redaksiyona tâbi tutulması, bu maddeyle 406 sayılı Kanuna eklenen; ek 31 inci maddenin Kanunda ifade birliğinin sağlanması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması; ek 32 nci maddesi aynen; ek 33 üncü maddeye, özelleştirme gerçekleştirilmeden önce uydu hizmetlerinin devredilmesi öngörülen ve yeni kurulacak olan Türksat A.Ş.'nin başlangıç sermayesinin tespiti, Türksat A.Ş. tarafından devralınan aktif ve pasif arasındaki farkların Türk Telekom tarafından kayıtlardan düşülerek tasfiyesinin sağlanabilmesi, Türksat A.Ş. tarafından da devralınan varlık ve kaynaklar arasındaki farkın sermayeye ilave edilmek suretiyle bilanço dengesinin kurulabilmesini amaçlayan bir düzenlemenin son fıkra olarak eklenmesi; Türk Telekom'un özelleştirme öncesinde, ihtilaflarının sulhen çözümü ve çok büyük meblağlara tekabül eden alacaklarının hızlı bir şekilde tahsil edilmesini sağlamaya dönük olarak 406 sayılı Kanuna ek 34 üncü madde olarak eklenmesi öngörülen bir  düzenlemenin metne eklenmesi suretiyle, 4 üncü madde olarak,

- Tasfiye amaçlı olarak Kefalet Kanununa tabiiyetine son verilmesi öngörülen PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığını işletme, tasfiye ve bu konuda gerekli düzenlemeleri  yapmayı PTT Genel Müdürlüğü Yönetim Kuruluna bırakan ve birikmiş olan aidatlar toplamının ne kadarının ne şekilde ve hangi sürede üyelere dağıtılacağını, kalan paranın da PTT Genel Müdürlüğü ve Genel Bütçe arasında paylaşımını düzenleyen 406 sayılı Kanuna geçici 8 inci madde olarak eklenmesi öngörülen bir hükmün metne çerçeve 5 inci madde olarak eklenmesi ve maddelerin teselsül ettirilmesi suretiyle,

- Çerçeve 4 ve 5 inci maddeleri 6 ve 7 nci maddeler olarak aynen,

- Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren Telsiz İşletme Müdürlüğünce yürütülen deniz haberleşme ve seyir güvenliği hizmetlerinin, uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmesinin öngörülmesi nedeniyle sahil telsiz istasyonları ile ilgili yetkinin de bu Kurumca kullanılmasını sağlamaya dönük olarak 2813 sayılı Telsiz Kanunun 21 inci maddesinin değiştirilmesini öngören bir hükmün metne çerçeve 8 inci madde olarak eklenmesi suretiyle,

- Çerçeve 6 ncı maddesi; madde çerçevesi redaksiyona tâbi tutulmak suretiyle 9 uncu madde olarak,

- Çerçeve 7 nci maddesi; redaksiyona tâbi tutulmak ve imtiyaz sözleşmesi, lisans, ruhsat gibi izinlerin yenilenmesi ve değişikliğini yapacak kurumların açıklığa kavuşturulması amacıyla "ve değişikliği işlemi" ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgili kuruluşlarınca" ibaresinin eklenmesi suretiyle 10 uncu madde olarak,

- Çerçeve 8 inci maddesi; (a) bendinin redaksiyona tâbi tutulması, (b) bendinin sonunda yer alan "ile 21 inci maddesi" ibaresinin, söz konusu madde metinde çerçeve 8 inci madde olarak yeniden düzenlendiğinden madde metninden çıkarılması, (d) bendi ile yürürlükten kaldırılması öngörülen 4502 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile ilgili düzenlemeye ihtiyaç bulunması nedeniyle bu bendin madde metninden çıkarılması ve (e) bendinin (d) bendi olarak teselsül ettirilmesi suretiyle 11 inci madde olarak,

- Hazinenin GSM işletmecisi firmalardan olan alacaklarını bir an önce tahsil etmesini sağlamaya yönelik bir düzenlemenin metne geçici 1 inci madde olarak eklenmesi suretiyle,

- Yürürlüğe ilişkin 9 uncu maddesi, madde numaralarının değişmiş olması nedeniyle atıfların buna uygun olarak düzenlenmesi suretiyle 12 nci madde olarak,

- Yürütmeye ilişkin 10 uncu maddesi 13 üncü madde olarak aynen,

kabul edilmiştir.

Raporumuz Plan ve Bütçe Komisyonuna arz olunur.

 

 

Başkan

Üye

Üye

 

M. Altan Karapaşaoğlu

Ali Osman Sali

Osman Coşkunoğlu

 

Bursa

Balıkesir

Uşak

 

 

 

(Karşı oy yazısı ektedir.)

 

KARŞI OY

Tasarıda, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin özelleştirilmesini kolaylaştırmak ve değerini artırmak amacıyla 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununda değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişikliklerin çok sayıda sakıncaları vardır. Fakat, esas olarak, şu anda özelleştirmenin gündeme gelmesinin üç temel nedene dayanarak yanlış olduğunu düşünüyorum:

1. Özelleştirmenin, ancak serbestleşmenin gerçekleşmesinden ve piyasaları düzenlemede etkin gücü olan bir düzenleyici kuruluşun varlığında gündeme gelmesi gerekir. Bu, diğer ülkelerdeki özelleştirme deneyimlerinin incelenmesi sonucu ortaya çıkmış, tartışılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla, ne serbestleşmenin gerçekleştiği ne de Telekom Kurumunun piyasaları düzenlemede arzu edilen güç ve etkinliğe kavuştuğu ülkemiz ortamında, şu anda özelleştirme gündeme bile gelmemelidir. Özelleştirmenin gündeme gelmesi sonucu serbestleşmede gecikmelerin yaşanması da ayrı ve çok önemli bir sakıncadır.

2. Yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk Telekom'daki hisse oranının %99'a kadar çıkmasına, yani tekelleşmesine izin verilmektedir. Bunun ortaya çıkarabileceği "stratejik" sorunları gidermek amacıyla, uydular özelleştirme kapsamı dışında tutuluyor. Burada iki yanlışlık veya eksiklik var.

i. "Stratejik" kavramı sadece savunma ihtiyaçları ile sınırlanmamalıdır. Bilgi çağında, bilgi akışının altyapısını oluşturan telekomünikasyon, ekonomik, toplumsal ve teknolojik bağlamlarda da stratejik niteliktedir. Ayrıca, "imtiyazlı (altın) hisse" kavramı ile, özelleştirme sonrasında anlamlı bir stratejik kontrol sağlanamayacağı Teletaş'ın özelleştirilmesi ile de görülmüştür.

ii. Uydu iletişimi en güvensiz iletişim kanalıdır, savunmanın ihtiyacı olan stralejik güveni veremez.

3. Elde edilecek gelir açısından da şu anda özelleştirme anlamlı değildir. Telekomünikasyon alanında fiziksel altyapıdan çok bu fiziksel altyapı üzerinden verilen hizmetler değerlidir. Dolayısıyla, elde edilecek gelir bakımından da, hizmetlerin serbestleştirilerek rekabet ortamının açılması, fiziksel altyapı satışından daha öncelikli ve önemli bir ekonomik anlam taşır.

 

             Osman Coşkunoğlu

                Uşak

 


ALT KOMİSYONUN KABUL ETTİĞİ METİN

ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 17 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "devamı süresince tekel mahiyetinin yaratabileceği sakıncalar da dahil" ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan "yeni şirketler kurulması veya kurulu bulunan şirketlere iştirak edilmesi, uluslararası telekomünikasyon birliklerine katılınması veya uluslararası anlaşmalara taraf olunması" ibareleri madde metninden çıkarılmış ve aynı maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2. - 406 sayılı Kanunun ek 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinin sonunda yer alan "tabidir" ibaresi "tabi değildir" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 3. - 406 sayılı Kanunun ek 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir

Ek Madde 29.- Türk Telekom hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personelden, Türk Telekomda çalışmaya devam etmek istemeyenler ile Türk Telekomda çalışmaya devam etmek istemekle birlikte bu istekleri Yönetim Kurulunca uygun görülmeyenlere ilişkin personel listesi hisse devir sözleşmesinin imzalanmasından itibaren otuz gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Liste halinde bildirilen personel, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilir ve söz konusu personel hakkında anılan madde hükümleri uygulanır. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen ödemeler Hazine tarafından karşılanır.

Şu kadar ki, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsüne girenler hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca atandıkları tarihe kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınır. Kapsam dışı personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin 15.4.2004 tarihi itibarıyla unvanlarına göre ücretinin belirlenmemiş olması durumunda, benzer görevlerde bulunanlar dikkate alınarak bu tarih için ücret ve diğer mali hakları tespit etmeye Yönetim Kurulu yetkilidir. Ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışan personel hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla unvanları için belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca atandıkları tarihe kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar, anılan maddenin altıncı fıkrası hükümlerinin uygulanmasında ise 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki (I) sayılı cetvele tabi emsali personel için belirlenmiş olan aylık ve diğer mali haklar esas alınır.

Başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen 4857 sayılı İş Kanununa tabi kapsam dışı personele, iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmez. Nakledilen personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç kıdem tazminatına esas olan geçmiş hizmet süreleri 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır.

Türk Telekom hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesinden itibaren bir yıl içinde, 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışanların iş sözleşmelerinin haklı neden olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi veya  4857 sayılı İş Kanununa göre, emeklilik dışında haklı nedenlerle kendileri tarafından feshedilmesi sonucunda işsiz kalanlar, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanırlar. Bu husustaki işlemlerin yürütülmesinden Türkiye İş Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur. Ancak, 4046 sayılı Kanunun  21 inci maddesi uyarınca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gereken ödemeler Hazine tarafından yapılır.

MADDE 4. - 406 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

EK MADDE 31. - Türk Telekom, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 33 üncü maddesi uyarınca alınmakta olan hisse, 7126 sayılı Sivil Savunma Kanununun 36 ncı maddesi uyarınca alınmakta olan pay, 132 sayılı Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanununun 11 inci maddesi uyarınca alınmakta olan nisbi aidatlar, 580 sayılı Millî Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun 13 üncü maddesi uyarınca alınmakta olan aidatlar ile benzeri fon ve aidatlardan muaftır.

EK MADDE 32.- Ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlere ilişkin kadrolarda çalışmakta olan personel, istekleri halinde iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirilir ve Ek 22 nci maddenin (c) bendi hükümleri bunlar hakkında da uygulanır. Bu kadrolardan boş ve/veya herhangi bir sebeple boşalacak olanlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Mevcut kadrolarında çalışmaya devam eden söz konusu personelin, ek 22 nci maddenin (a) ve (b) bentlerinde bu Kanun ile yapılan değişiklikten önceki ücret rejimi, statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunur.

Türk Telekomda kadrolu veya sözleşmeli statüde çalışmakta olan personel ile  kadrolu veya sözleşmeli  statüde çalışmakta iken iş mevzuatına geçmiş veya geçecek olanlardan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emeklilik hakkını veya 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre yaşlılık aylığından yararlanma hakkını kazanmış olanlara bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki ay; bu hakları sonradan kazanacak olanlar da kazandıkları tarihten itibaren iki ay içerisinde emeklilik başvurusunda bulunmaları halinde emekli ikramiyeleri veya kıdem tazminatları % 30 fazlasıyla ödenir.

Türk Telekomda iş mevzuatına tabi olarak çalışmakta olan personelden bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde başvurarak kendi isteği ile işten ayrılanlara iş mevzuatı hükümlerine göre hesaplanacak kıdem tazminatı % 20 fazlasıyla ödenir. Bu fıkra hükmünden yararlanan işçilere, 4857 sayılı İş Kanununun 20 ve 21 inci maddeleri uygulanmaz.

İş mevzuatına tabi personele, kadrolu ve sözleşmeli statüde iken 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak geçen hizmet süreleri için ödenecek kıdem tazminatının tutarı, ayrıldıkları tarihteki 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre hesaplanacak emekli ikramiyesi miktarından fazla olamaz.

Bu madde kapsamında yapılacak % 30 ve % 20 oranındaki ödemeler Türk Telekomca karşılanır. Türk Telekomca karşılanan tutarlar, Hazine Müsteşarlığı adına borç olarak kaydedilir. Borç olarak kayıtlanan tutarlar dönem kârı üzerinden Türk Telekomca Hazineye ödenecek temettü tutarlarına mahsup edilir.

EK MADDE 33. - Ulusal egemenlik kapsamındaki uydu yörünge pozisyonlarının hakları, yönetimi ve işletme yetkisine sahip olmak ve bununla ilgili yükümlülükleri yerine getirmek, adına kayıtlı ve diğer operatörlere ait uyduları işletmeye vermek ya da verilmesini sağlamak, bu uyduları işletmek, ulusal ve yabancı operatörlere ait uydular üzerinden haberleşme ve iletim alt yapısını kurmak, işletmek ve ticari faaliyette bulunmak üzere, bu Kanun ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (kuruluş ve tescile ilişkin hükümleri hariç) ve özel hukuk hükümlerine tabi, Türksat Uydu Haberleşme ve İşletme Anonim Şirketi (Türksat A.Ş.) unvanı altında bir anonim şirket kurulmuştur.

Türksat A.Ş., bu Kanun ve Türk Ticaret Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerine göre hazırlanacak ana sözleşmesinin imzalanmasını müteakip yapılacak tescil ve ilan ile faaliyete geçer. Türk Ticaret Kanununun ani ve tedrici kuruluşa, ayni ve nakdi sermayesinin vaz'ına müteallik hükümleri ile 277, 329, 368 ve 422 nci maddeleri hükümleri Türksat A.Ş. hakkında uygulanmaz. 

Türksat A.Ş.'nin hisselerinin tamamı Hazine Müsteşarlığına aittir. Ancak, Hazine Müsteşarlığının mülkiyet hakkı ile kâr payı hakkına halel gelmemek ve kamunun pay sahipliğinden kaynaklanan bütün malî hakları Hazine Müsteşarlığında kalmak kaydıyla, Hazine Müsteşarlığının Türksat A.Ş.'deki pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkileri Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılır.

Türk Telekomun, uydu haberleşmesiyle ilgili tüm uyduları, uydu yer kontrol istasyonları, uydu haberleşme ve iletişim yer istasyonları, uydu yörünge pozisyonları, uydu haberleşmesinde kullanılan taşınır ve taşınmazlar, her türlü teçhizat, araç, gereç, malzeme, yazılım ve donanımlar, her türlü fikri ve sınai haklar ile sair hak ve alacaklar, merkezi Monaco'da bulunan Eurasiasat SAM şirketindeki tüm hisseleri, uydu hizmetlerine ve yörünge pozisyonlarına ilişkin frekans tahsis, koordinasyon ve tescilleri, uydu hizmetlerine ilişkin her türlü sözleşmeleri ve kredi anlaşmaları ile hak, alacak ve borçları, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan davalar ve icra takipleri, Intelsat, Eutelsat, ICO ve Inmarsat şirketlerindeki tüm hisseleri bütün hak, borç, alacak ve yetkileri ile birlikte faaliyete geçmesini müteakip iki ay içerisinde Türksat A.Ş.'ye yapılacak protokoller ile devredilir. Bu devirlere ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kâğıtlar katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden istisnadır.

Türksat A.Ş.'de iş mevzuatına tabi personel istihdam edilir. Türksat A.Ş.'nin faaliyete geçtiği tarihten itibaren üç ay içerisinde Türk Telekomun iş mevzuatına tabi bulunan personeli, istekleri ve Türksat A.Ş. Yönetim Kurulunun uygun görmesi halinde Türksat A.Ş.'ye devredilir. Bu şekilde devredilen personelin sayısı ikiyüzelli kişiyi geçemez. Bu personelin tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi ve kıdem tazminatı uygulaması aynı usul ve esaslar dahilinde Türksat A.Ş.'de devam eder.

Türksat A.Ş. ile Telekomünikasyon Kurumu arasında, bu maddede belirtilen hizmetlerin yürütülmesi ve alt yapısının işletilmesi ile ilgili hak, yetki ve yükümlülükleri düzenlemek üzere bir görev sözleşmesi imzalanır. Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç iki ay içinde görev sözleşmesi, görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir ve Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü vermesini müteakip, Türksat A.Ş. ile Telekomünikasyon Kurumu arasında imzalanan sözleşme yürürlüğe girer.

Türksat A.Ş. sermayesinde kamu payı ne oranda olursa olsun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümlerine tabi değildir.

Uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili olarak diğer kanunlarda Türk Telekoma  yapılan atıflar Türksat A.Ş.'ye yapılmış sayılır. Bu Kanuna göre gereken düzenlemeler yapılıp yürürlüğe konuluncaya kadar diğer mevzuatın bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

Telekomünikasyon Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, uydular üzerinden haberleşme, uydudan iletim, uydu işletme, yörünge ve uydu yönetimi, yeni uyduların planlanması ve projelendirilmesi, bunlarla ilgili diğer yönetsel ve ticari hizmetlerin Türksat A.Ş. tarafından yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar, yeni şirket kurma veya kurulu bulunan şirketlere ortak olma hususları ile ilgili düzenlemeleri yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Türksat A.Ş.'nin başlangıç sermayesi yüzyirmibeş trilyon Türk Lirası olup, bu tutar Türk Telekom tarafından karşılanacaktır. Türk Telekom tarafından Türksat A.Ş.'ye devredilecek gelir, gider, borç, alacak ve benzeri aktif ve pasif arasındaki fark, Türk Telekom tarafından Hazine Müsteşarlığı adına borç olarak kayıtlanır. Bu tutar, Türk Telekom'un 2003 yılı gelirlerinden 2004 yılında Hazineye aktarılması için belirlenen temettü tutarına halel gelmeksizin dağıtılacak ilk temettü alacağına mahsup edilmek suretiyle tasfiye edilir. Türksat A.Ş. tarafından devralınan aktif ve pasif arasındaki müspet fark Hazine Müsteşarlığı'nın payı olarak Türksat A.Ş. sermayesine eklenir.

EK MADDE 34. - Türk Telekom'un, kaynağına ve yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın, tüm alacaklarının, yargı kararıyla kesinleşenler hariç olmak üzere, sulhen tahsili hususunda, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Ulaştırma Bakanlığı yetkilidir.

MADDE 5. - 406 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 8.- PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı'nın işletilmesine, tasfiyesine ve bu konuda gerekli düzenlemeleri yapmaya PTT Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu yetkilidir.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle Sandığa tabi personelden kesilmiş olan aidatlar toplamından, ilgili personele ait ihtilaflı borçlar düşüldükten sonra kalan tutarlar, hak sahiplerine Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde defaten ödenir.

Sandığın bu ödemeden sonra kalan toplam nakit mevcudundan ihtilaflı borçları için gerekli meblağ ayrıldıktan sonra kalan tutarın % 60'ı nemalandırılmak suretiyle PTT Genel Müdürlüğü'nün taşıt, otomasyon ve modernizasyon hizmetlerine ilişkin harcamalar ile Yönetim Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre eleman temininde güçlük çekilen yerlerde çalışan personele (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmeyecek şekilde ek ödeme yapılmak üzere ayrılır. Geriye kalan % 40'ı ise bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen bir ay içinde Genel Bütçeye gelir kaydedilmek üzere Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğüne aktarılır.

MADDE 6. - 5.4.1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "dört" ibaresi "altı" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 7. - 2813 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Kurul başkanıyla, telsiz hizmetlerini temsil eden iki üye ve telekomünikasyon hizmetlerini temsil eden iki üye Ulaştırma Bakanının göstereceği dörder aday arasından atanır.

MADDE 8. - 2813 sayılı Kanun'un 21 nci maddesinde yer alan "Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü" ibaresi "Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmesi Genel Müdürlüğü" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 9. - 2813 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 2. - Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren Telsiz İşletme Müdürlüğünce yürütülen deniz haberleşme ve seyir güvenliği hizmetleri, uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. Bu hizmetlere ilişkin olarak Türk Telekomda bulunan tüm menkul, gayrimenkul, demirbaş, mal varlığı, uzaktan kontrol teçhizatı ve data kanalları, tüm ölçü aletleri, motorlu araçlar, telsiz sistemleri, sözleşme, hak, alacak ve borçlar, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan dava ve icra takipleri ile bu Müdürlük bünyesinde ve Antalya ve Samsun kontrol merkezlerindeki iş mevzuatına tabi personel, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne, yapılacak protokoller ile devredilir. Bu devre ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kağıtlar, katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerden istisnadır.

Devredilen personel, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünün ana statüsü ve mevzuatı çerçevesinde bu Genel Müdürlük tarafından belirlenecek pozisyonlarda istihdam edilir ve devredilen bu personelin tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi ile kıdem tazminatı uygulaması aynı usul ve esaslar dahilinde bu Genel Müdürlükte devam eder.

Devredilen personele, devredildiği tarihteki pozisyonlarına ait aylık ücret, ikramiye ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından bu personelin istihdam edileceği pozisyonda hak edeceği aylık ücretlerinin (varsa ikramiye dahil) her türlü ödemelerin (fazla çalışma ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın ve fark kapanıncaya kadar bu Genel Müdürlükçe ayrıca tazminat olarak ödenir.

Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü, yürütülecek hizmetlere ilişkin olarak Telekomünikasyon Kurumu ile bir görev sözleşmesi imzalar. Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç iki ay içinde görev sözleşmesi, görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir ve Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü vermesini müteakip bu Genel Müdürlük ile Telekomünikasyon Kurumu arasında imzalanan sözleşme yürürlüğe girer. Türk Telekom, görev sözleşmesi imzalanıncaya kadar herhangi bir değişiklik olmaksızın hizmetlerini yürütmeye devam eder.

MADDE 10. - 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin          (7) numaralı fıkrasının (a) bendinin ikinci paragrafı  aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu şirketlerin ve/veya bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı şirketlerin, Fon tarafından atanan yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyeleri ile Fonun atadığı bu yöneticiler tarafından şirketi temsil ve ilzam ile yetkili kılınan genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket çalışanları ve Fon, bu şirketlere Fon tarafından yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürlerin atanmasından sonra, bu bentte sayılan gerçek veya tüzel kişilere ait şirket hisselerinin ve/veya bu şirketlerdeki lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan hakları dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıklarının ve/veya bu hisselerle orantılı aktiflerinin satışı ve bu satışlardan elde edilen tutarları Fon alacaklarına mahsup etmeye veya şirketlerin kamu borçları ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna borçları ile sair borçlarını ödemede kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili kararlar almaya 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı kalmaksızın yetkilidirler. Bu şirket ve iştiraklerin % 49'undan fazlası dahi yabancı gerçek ve tüzel kişilere doğrudan ya da dolaylı olarak satılabilir. Yukarıdaki hüküm çerçevesinde telekomünikasyon, enerji, ulaşım, medya ve diğer sektörlerdeki Fona devredilmiş olan şirketlere tanınmış imtiyaz sözleşmesi, lisans, ruhsat gibi benzeri izinlerin yenilenmesi veya değişikliği işlemi ilgili kuruluşlarınca iki ay içinde tamamlanır. Fon tarafından atanan yöneticilerin, şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında İcra ve İflas Kanununun 179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddesi hükümleri uygulanmaz ve Türk Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca şahsi sorumluluk davası açılamaz. Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca görevden alınamayacağı gibi ibra edilmeyerek haklarında kendilerinin görev yaptıkları dönem veya dönemler dışında şahsi sorumluluk davası da açılamaz.

MADDE 11. - Aşağıdaki hükümler yürürlükten kaldırılmıştır;

a) 4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Kanunun ek 22 nci maddesinin (a) bendinin birinci paragrafının ikinci ve üçüncü cümleleri, (b) bendinin birinci paragrafı ve ikinci paragrafında yer alan "Bakanlar Kurulunca bu Kanuna göre belirlenen kadrolarda çalışan personel dışında kalan ve" ibaresi,

b) 5.4.1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununun 3 üncü maddesinin (e) bendi, 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü imkanları ile haberleşme sağlanamaması veya" ibaresi ve aynı maddenin ikinci fıkrası,

c) 12.5.2001 tarihli ve 4673 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 6 ncı maddesi,

d) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 37 nci maddesinin (a) bendinde yer alan "ve Limanların, mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle özelleştirilmelerinden Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişiler yararlanabilir." ibaresi ile aynı bendin son cümlesi.

GEÇİCİ MADDE 1. - GSM Pan Avrupa Mobil Telefon sisteminin kurulması ve işletilmesi ile ilgili lisans verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmelerine istinaden işletmeciler tarafından Hazineye ödenmesi gereken paylardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ödenmeyen kısmın, ihtilaflı olanlar dahil, yargı kararıyla kesinleşenler hariç olmak üzere, fer'ileriyle birlikte sulhen tahsili hususunda GSM işletmecileriyle gerektiğinde uzlaşmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Maliye Bakanı müştereken yetkilidir. Uzlaşma konusundaki bu anlaşmalar Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe girer.

MADDE 12. - Bu Kanunun;

a) 4 üncü maddesi ile 406 sayılı Kanuna eklenen ek 31 inci madde 1.1.2005 tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

MADDE 13. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

 

ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

 

MADDE 1. -  4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 17 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “devamı süresince tekel mahiyetinin yaratabileceği sakıncalar da dahil” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “yeni şirketler kurulması veya kurulu bulunan şirketlere iştirak edilmesi, uluslararası telekomünikasyon birliklerine katılınması veya uluslararası anlaşmalara taraf olunması” ibaresi ile aynı maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış; yedinci fıkrasının altıncı cümlesinde yer alan “kapalı teklif usulü” ibaresi “pazarlık usulü” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2. - 406 sayılı Kanunun ek 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir

“Ek Madde 29. - Türk Telekom hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personelden, Türk Telekomda çalışmaya devam etmek istemeyenler ile Türk Telekomda çalışmaya devam etmek istemekle birlikte bu istekleri Yönetim Kurulunca uygun görülmeyenlere ilişkin personel listesi hisse devir sözleşmesinin imzalanmasından itibaren otuz gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Liste halinde bildirilen personel, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilir ve söz konusu personel hakkında anılan madde hükümleri uygulanır. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen ödemeler Hazine tarafından karşılanır.

Türk Telekomda kamu payının % 50'nin altına düşmesinden önce, Yönetim Kurulu tarafından istihdam yapısının yeniden düzenlenmesi sebebiyle Yönetim Kurulunca istihdam fazlası olarak belirlenen ve birinci fıkra kapsamına giren personel hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır. İstihdam fazlası olarak belirlenen personelden boşalan kadro ve pozisyonlara başka kurumlardan veya açıktan hiçbir şekilde atama yapılamaz.

Şu kadar ki, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsüne girenler hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla belirlenmiş olan ücretleri esas alınır. Ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışan personel hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla belirlenmiş olan ücretleri, anılan maddenin altıncı fıkrası hükümlerinin uygulanmasında ise 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki (I) sayılı cetvele tabi emsali personel için belirlenmiş olan aylık ve diğer mali haklar esas alınır.

Başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen 4857 sayılı İş Kanununa tabi kapsam dışı personele, iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmez. Nakledilen personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç kıdem tazminatına esas olan geçmiş hizmet süreleri 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır.

Türk Telekom hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesinden itibaren bir yıl içinde, 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışanların iş sözleşmelerinin haklı neden olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi veya 4857 sayılı İş Kanununa göre haklı nedenlerle (emeklilik dışında) kendileri tarafından feshedilmesi sonucunda işsiz kalanlar, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanırlar. Bu husustaki işlemlerin yürütülmesinden Türkiye İş Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gereken ödemeler Hazine tarafından yapılır.


MADDE 3. - 406 sayılı Kanuna aşağıdaki maddeler eklenmiştir.

“EK MADDE 31. - Türk Telekom, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 33 üncü maddesi uyarınca alınmakta olan hisse, 7126 sayılı Sivil Savunma Kanununun 36 ncı maddesi uyarınca alınmakta olan pay, 132 sayılı Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanununun 11 inci maddesi uyarınca alınmakta olan nisbi aidat, 580 sayılı Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun 13 üncü maddesi uyarınca alınmakta olan aidatlar ile benzeri fon ve aidatlardan muaftır.

EK MADDE 32. - Ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlere ilişkin kadrolarda çalışmakta olan personel, istekleri halinde iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirilir ve Ek 22 nci maddenin (c) bendi hükümleri bunlar hakkında da uygulanır. Bu kadrolardan boş ve/veya herhangi bir sebeple boşalacak olanlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Mevcut kadrolarında çalışmaya devam eden söz konusu personelin, ek 22 nci maddenin (a) ve (b) bentlerinde bu Kanun ile yapılan değişiklikten önceki ücret rejimi, statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunur.

Türk Telekomda kadrolu veya sözleşmeli statüde çalışmakta olan personel ile kadrolu veya sözleşmeli statüde çalışmakta iken iş mevzuatına geçmiş veya geçecek olanlardan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emeklilik hakkını veya 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre yaşlılık aylığından yararlanma hakkını kazanmış olanlara bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki ay; bu hakları sonradan kazanacak olanlar da kazandıkları tarihten itibaren iki ay içerisinde emeklilik başvurusunda bulunmaları halinde emekli ikramiyeleri veya kıdem tazminatları % 30 fazlasıyla ödenir.

Türk Telekomda iş mevzuatına tabi olarak çalışmakta olan personelden bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde başvurarak kendi isteği ile işten ayrılanlara iş mevzuatı hükümlerine göre hesaplanacak kıdem tazminatı % 20 fazlasıyla ödenir. Bu fıkra hükmünden yararlanan işçilere, 4857 sayılı İş Kanununun 20 ve 21 inci maddeleri uygulanmaz.

İş mevzuatına tabi personele, kadrolu ve sözleşmeli statüde iken 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak geçen hizmet süreleri için ödenecek kıdem tazminatının tutarı, ayrıldıkları tarihteki 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre hesaplanacak emekli ikramiyesi miktarından fazla olamaz.

Bu madde kapsamında yapılacak % 30 ve % 20 oranındaki ödemeler Türk Telekomca karşılanır. Türk Telekomca karşılanan tutarlar, Hazine Müsteşarlığı adına borç olarak kaydedilir. Borç olarak kayıtlanan tutarlar dönem kârı üzerinden Türk Telekomca Hazineye ödenecek temettü tutarlarına mahsup edilir.

EK MADDE 33. - Ulusal egemenlik kapsamındaki uydu yörünge pozisyonlarının hakları, yönetimi ve işletme yetkisine sahip olmak ve bununla ilgili yükümlülükleri yerine getirmek, adına kayıtlı ve diğer operatörlere ait uyduları işletmeye vermek ya da verilmesini sağlamak, bu uyduları işletmek, ulusal ve yabancı operatörlere ait uydular üzerinden haberleşme ve iletim alt yapısını kurmak, işletmek ve ticari faaliyette bulunmak üzere, bu Kanun ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (kuruluş ve tescile ilişkin hükümleri hariç) ve özel hukuk hükümlerine tabi, Türksat Uydu Haberleşme ve İşletme Anonim Şirketi (Türksat A.Ş.) unvanı altında bir anonim şirket kurulmuştur.

Türksat A.Ş., bu Kanun ve Türk Ticaret Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerine göre hazırlanacak ana sözleşmesinin imzalanmasını müteakip yapılacak tescil ve ilan ile faaliyete geçer. Türk Ticaret Kanununun ani ve tedrici kuruluşa, ayni ve nakdi sermayesinin vaz’ına müteallik hükümleri ile 277, 329, 368 ve 422 nci maddeleri hükümleri Türksat A.Ş. hakkında uygulanmaz.

Türksat A.Ş.’nin hisselerinin tamamı Hazine Müsteşarlığına aittir. Ancak, Hazine Müsteşarlığının mülkiyet hakkı ile kâr payı hakkına halel gelmemek ve kamunun pay sahipliğinden kaynaklanan bütün malî hakları Hazine Müsteşarlığında kalmak kaydıyla, Hazine Müsteşarlığının Türksat A.Ş.’deki pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkileri Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılır.

Türk Telekomun, uydu haberleşmesiyle ilgili tüm uyduları, uydu yer kontrol istasyonları, uydu haberleşme ve iletişim yer istasyonları, uydu yörünge pozisyonları, uydu haberleşmesinde kullanılan taşınır ve taşınmazlar, her türlü teçhizat, araç, gereç, malzeme, yazılım ve donanımlar, her türlü fikri ve sınai haklar ile sair hak ve alacaklar, merkezi Monaco’da bulunan Eurasiasat SAM şirketindeki tüm hisseleri, uydu hizmetlerine ve yörünge pozisyonlarına ilişkin frekans tahsis, koordinasyon ve tescilleri, uydu hizmetlerine ilişkin her türlü sözleşmeleri ve kredi anlaşmaları ile hak, alacak ve borçları, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan davalar ve icra takipleri, Intelsat, Eutelsat, ICO ve Inmarsat şirketlerindeki tüm hisseleri bütün hak, borç, alacak ve yetkileri ile birlikte faaliyete geçmesini müteakip iki ay içerisinde Türksat A.Ş.’ye yapılacak protokoller ile devredilir. Bu devirlere ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kağıtlar katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden istisnadır.

Türksat A.Ş.’de iş mevzuatına tabi personel istihdam edilir. Türksat A.Ş.’nin faaliyete geçtiği tarihten itibaren üç ay içerisinde Türk Telekomun iş mevzuatına tabi bulunan personeli, istekleri ve Türksat A.Ş. Yönetim Kurulunun uygun görmesi halinde Türksat A.Ş.’ye devredilir. Bu şekilde devredilen personelin sayısı ikiyüzelli kişiyi geçemez. Bu personelin tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi ve kıdem tazminatı uygulaması aynı usul ve esaslar dahilinde Türksat A.Ş.’de devam eder.

Türksat A.Ş. ile Telekomünikasyon Kurumu arasında, bu maddede belirtilen hizmetlerin yürütülmesi ve alt yapısının işletilmesi ile ilgili hak, yetki ve yükümlülükleri düzenlemek üzere bir görev sözleşmesi imzalanır. Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç iki ay içinde görev sözleşmesi, görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir ve Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü vermesini müteakip, Türksat A.Ş. ile Telekomünikasyon Kurumu arasında imzalanan sözleşme yürürlüğe girer.

Türksat A.Ş. sermayesinde kamu payı ne oranda olursa olsun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümlerine tabi değildir.

Uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili olarak diğer kanunlarda Türk Telekoma yapılan atıflar Türksat A.Ş.’ye yapılmış sayılır. Bu Kanuna göre gereken düzenlemeler yapılıp yürürlüğe konuluncaya kadar diğer mevzuatın bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

Telekomünikasyon Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, uydular üzerinden haberleşme, uydudan iletim, uydu işletme, yörünge ve uydu yönetimi, yeni uyduların planlanması ve projelendirilmesi, bunlarla ilgili diğer yönetsel ve ticari hizmetlerin Türksat A.Ş. tarafından yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar ile Türksat A.Ş’nin başlangıç sermayesinin tespitine, yeni şirket kurma veya kurulu bulunan şirketlere ortak olma hususları ile düzenlemeleri yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

 


MADDE 4. - 5.4.1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “dört” ibaresi “altı” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 5. - 2813 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kurul başkanıyla, telsiz hizmetlerini temsil eden iki üye ve telekomünikasyon hizmetlerini temsil eden iki üye Ulaştırma Bakanının göstereceği dörder aday arasından atanır.”

MADDE 6. - 2813 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.

“EK MADDE 2. - Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren Telsiz İşletme Müdürlüğünce yürütülen deniz haberleşme ve seyir güvenliği hizmetleri, uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. Bu hizmetlere ilişkin olarak Türk Telekomda bulunan tüm menkul, gayrimenkul, demirbaş, mal varlığı, uzaktan kontrol teçhizatı ve data kanalları, tüm ölçü aletleri, motorlu araçlar, telsiz sistemleri, sözleşme, hak, alacak ve borçlar, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan dava ve icra takipleri ile bu Müdürlük bünyesinde ve Antalya ve Samsun kontrol merkezlerindeki iş mevzuatına tabi personel, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne, yapılacak protokoller ile devredilir. Bu devre ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kağıtlar, katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerden istisnadır.

Devredilen personel, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünün ana statüsü ve mevzuatı çerçevesinde bu Genel Müdürlük tarafından belirlenecek pozisyonlarda istihdam edilir ve devredilen bu personelin tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi ile kıdem tazminatı uygulaması aynı usul ve esaslar dahilinde bu Genel Müdürlükte devam eder.

Devredilen personele, devredildiği tarihteki pozisyonlarına ait aylık ücret, ikramiye ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından bu personelin istihdam edileceği pozisyonda hak edeceği aylık ücretlerinin (varsa ikramiye dahil) her türlü ödemelerin (fazla çalışma ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın ve fark kapanıncaya kadar bu Genel Müdürlükçe ayrıca tazminat olarak ödenir.

Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü, yürütülecek hizmetlere ilişkin olarak Telekomünikasyon Kurumu ile bir görev sözleşmesi imzalar. Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç iki ay içinde görev sözleşmesi, görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir ve Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü vermesini müteakip bu Genel Müdürlük ile Telekomünikasyon Kurumu arasında imzalanan sözleşme yürürlüğe girer. Türk Telekom, görev sözleşmesi imzalanıncaya kadar herhangi bir değişiklik olmaksızın hizmetlerini yürütmeye devam eder.”

MADDE 7. - 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendinin ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu şirketlerin ve/veya bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı şirketlerin, Fon tarafından atanan yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyeleri ile Fonun atadığı bu yöneticiler tarafından şirketi temsil ve ilzam ile yetkili kılınan genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket çalışanları ve Fon, bu şirketlere Fon tarafından yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürlerin atanmasından sonra, bu bentte sayılan gerçek veya tüzel kişilere ait şirket hisselerinin bu şirketlerdeki lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan hakları dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıklarının ve/veya bu hisselerle orantılı aktiflerinin satışı ve bu satışlardan elde edilen tutarları Fon alacaklarına mahsup etmeye veya şirketlerin kamu borçları ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna borçları ile sair borçlarını ödemede kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili kararlar almaya 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı kalmaksızın yetkilidirler. Bu şirket ve iştiraklerin % 49’undan fazlası dahi yabancı gerçek ve tüzel kişilere doğrudan ya da dolaylı olarak satılabilir. Yukarıdaki hüküm çerçevesinde telekomünikasyon, enerji, ulaşım, medya ve diğer sektörlerdeki Fona devredilmiş olan şirketlere tanınmış imtiyaz sözleşmesi, lisans, ruhsat gibi benzeri izinlerin yenilenmesi veya değişikliği işlemi iki ay içinde tamamlanır. Fon tarafından atanan yöneticilerin, şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında İcra ve İflas Kanununun 179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddesi hükümleri uygulanmaz ve Türk Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca şahsi sorumluluk davası açılamaz. Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca görevden alınamayacağı gibi ibra edilmeyerek haklarında kendilerinin görev yaptıkları dönem veya dönemler dışında şahsi sorumluluk davası da açılamaz.”

MADDE 8. - Aşağıdaki hükümler yürürlükten kaldırılmıştır;

a) 4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Kanunun ek 22 nci maddesinin (a) bendinin birinci paragrafının ikinci ve üçüncü cümleleri, (b) bendinin birinci paragrafı ile ikinci paragrafında yer alan “Bakanlar Kurulunca bu Kanuna göre belirlenen kadrolarda çalışan personel dışında kalan ve” ibaresi,

b) 5.4.1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununun 3 üncü maddesinin (e) bendi, 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü imkanları ile haberleşme sağlanamaması veya” ibaresi ve aynı maddenin ikinci fıkrası ile 21 inci maddesi,

c) 12.5.2001 tarihli ve 4673 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 6 ncı maddesi,

d) 27.1.2000 tarihli ve 4502 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Telsiz Kanunu ve Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası,

e) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 37 nci maddesinin (a) bendinde yer alan “ve Limanların, mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle özelleştirilmelerinden Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişiler yararlanabilir.” ibaresi ile aynı bendin son cümlesi.

MADDE 9. - Bu Kanunun;

a) 3 üncü maddesi ile 406 sayılı Kanuna eklenen ek 31 inci madde 1.1.2005 tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

MADDE 10. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


 

Recep Tayyip Erdoğan

 

 

Başbakan

 

 

Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

A. Gül

A. Şener

M. A. Şahin

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V.

B. Atalay

A. Babacan

M. A. Şahin

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

G. Akşit

K. Tüzmen

C. Çiçek

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Maliye Bakanı

M. V. Gönül

A. Aksu

K. Unakıtan

Millî Eğitim Bakanı

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

H. Çelik

Z. Ergezen

R. Akdağ

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

B. Yıldırım

S. Güçlü

M. Başesgioğlu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bakanı

Kültür ve Turizm Bakanı

A. Coşkun

M. H. Güler

E. Mumcu

Çevre ve Orman Bakanı

 

 

O. Pepe

 

 


PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

 

MADDE 1. - 4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun 2 nci maddesinin (f) bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

Bu Kanuna ve 5.4.1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununa göre Kurum tarafından verilen idari para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tâbi olup, Kurumun bildirimi üzerine Maliye Bakanlığınca tahsil olunur. 

MADDE 2. - 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "devamı süresince tekel mahiyetinin yaratabileceği sakıncalar da dahil" ve ikinci cümlesinde yer alan "yeni şirketler kurulması veya kurulu bulunan şirketlere iştirak edilmesi, uluslararası telekomünikasyon birliklerine katılınması veya uluslararası anlaşmalara taraf olunması" ibareleri ile aynı maddenin üçüncü fıkrası madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 3. - 406 sayılı Kanunun ek 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinin sonunda yer alan "tâbidir" ibaresi "tâbi değildir" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4. - 406 sayılı Kanunun ek 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir

Ek Madde 29.- Türk Telekom hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personelden, Türk Telekomda çalışmaya devam etmek istemeyenler ile Türk Telekomda çalışmaya devam etmek istemekle birlikte bu istekleri Yönetim Kurulunca uygun görülmeyenlere ilişkin personel listesi hisse devir sözleşmesinin imzalanmasından itibaren otuz gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Liste halinde bildirilen personel, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilir ve söz konusu personel hakkında anılan madde hükümleri uygulanır. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen ödemeler Hazine tarafından karşılanır.

Birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca atandıkları tarihe kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınır. Kapsam dışı personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin 15.4.2004 tarihi itibarıyla unvanlarına göre ücretinin belirlenmemiş olması durumunda, benzer görevlerde bulunanlar dikkate alınarak bu tarih için ücret ve diğer mali hakları tespit etmeye Yönetim Kurulu yetkilidir. Ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışan personel hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla unvanları için belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca atandıkları tarihe kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar, anılan maddenin altıncı fıkrası hükümlerinin uygulanmasında ise 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki (I) sayılı cetvele tâbi emsali personel için belirlenmiş olan aylık ve diğer mali haklar esas alınır.

Başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen 4857 sayılı İş Kanununa tâbi kapsam dışı personele, iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmez. Nakledilen personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç kıdem tazminatına esas olan geçmiş hizmet süreleri 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır.

Türk Telekom hisselerinin satışı sonucu kamu payının % 50'nin altına düşmesinden itibaren bir yıl içinde, 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışanların iş sözleşmelerinin haklı neden olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi veya 4857 sayılı İş Kanununa göre, emeklilik dışında haklı nedenlerle kendileri tarafından feshedilmesi sonucunda işsiz kalanlar, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanırlar. Bu husustaki işlemlerin yürütülmesinden Türkiye İş Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gereken ödemeler Hazine tarafından yapılır.

MADDE 5. - 406 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

EK MADDE 31.- Türk Telekom, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 33 üncü maddesi uyarınca alınmakta olan hisse, 7126 sayılı Sivil Savunma Kanununun 36 ncı maddesi uyarınca alınmakta olan pay, 132 sayılı Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanununun 11 inci maddesi uyarınca alınmakta olan nisbi aidatlar, 580 sayılı Millî Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun 13 üncü maddesi uyarınca alınmakta olan aidatlar ile benzeri fon ve aidatlardan muaftır.

EK MADDE 32.- Ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlere ilişkin kadrolarda çalışmakta olan personel, istekleri halinde iş mevzuatına tâbi personel statüsüne geçirilir ve Ek 22 nci maddenin (c) bendi hükümleri bunlar hakkında da uygulanır. Bu kadrolardan boş ve/veya herhangi bir sebeple boşalacak olanlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Mevcut kadrolarında çalışmaya devam eden söz konusu personelin, ek 22 nci maddenin (a) ve (b) bentlerinde bu Kanun ile yapılan değişiklikten önceki ücret rejimi, statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunur.

Türk Telekomda kadrolu veya sözleşmeli statüde çalışmakta olan personel ile kadrolu veya sözleşmeli statüde çalışmakta iken iş mevzuatına geçmiş veya geçecek olanlardan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emeklilik hakkını veya 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre yaşlılık aylığından yararlanma hakkını kazanmış olanlara bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay; bu hakları sonradan kazanacak olanlar da kazandıkları tarihten itibaren iki ay içerisinde emeklilik başvurusunda bulunmaları halinde emekli ikramiyeleri veya kıdem tazminatları % 30 fazlasıyla ödenir.

Türk Telekomda iş mevzuatına tâbi olarak çalışmakta olan personelden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde başvurarak kendi isteği ile işten ayrılanlara iş mevzuatı hükümlerine göre hesaplanacak kıdem tazminatı % 20 fazlasıyla ödenir. Bu fıkra hükmünden yararlanan işçilere, 4857 sayılı İş Kanununun 20 ve 21 inci madde hükümleri uygulanmaz.

İş mevzuatına tâbi personele, kadrolu ve sözleşmeli statüde iken 5434 sayılı Kanuna tâbi olarak geçen hizmet süreleri için ödenecek kıdem tazminatının tutarı iş mevzuatına göre hesaplanır.

Bu madde kapsamında yapılacak % 30 ve % 20 oranındaki ödemeler Türk Telekomca karşılanır. Türk Telekomca karşılanan tutarlar, Hazine Müsteşarlığı adına borç olarak kaydedilir. Borç olarak kayıtlanan tutarlar dönem kârı üzerinden Türk Telekomca Hazineye ödenecek temettü tutarlarına mahsup edilir.

EK MADDE 33.- Ulusal egemenlik kapsamındaki uydu yörünge pozisyonlarının hakları, yönetimi ve işletme yetkisine sahip olmak ve bununla ilgili yükümlülükleri yerine getirmek, adına kayıtlı ve diğer operatörlere ait uyduları işletmeye vermek ya da verilmesini sağlamak, bu uyduları işletmek, ulusal ve yabancı operatörlere ait uydular üzerinden haberleşme ve iletim alt yapısını kurmak, işletmek ve ticari faaliyette bulunmak üzere, bu Kanun ile kuruluş ve tescile ilişkin hükümleri hariç olmak üzere 6762 sayılı Türk Ticaret Kanun ve özel hukuk hükümlerine tâbi, Türksat Uydu Haberleşme ve İşletme Anonim Şirketi (Türksat A.Ş.) unvanı altında bir anonim şirket kurulmuştur.

Türksat A.Ş., bu Kanun ve Türk Ticaret Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerine göre hazırlanacak ana sözleşmesinin imzalanmasını müteakip yapılacak tescil ve ilan ile faaliyete geçer. Türk Ticaret Kanununun ani ve tedrici kuruluşa, ayni ve nakdi sermayesinin vaz'ına müteallik hükümleri ile 277, 329, 368 ve 422 nci madde hükümleri Türksat A.Ş. hakkında uygulanmaz. 

Türksat A.Ş.'nin hisselerinin tamamı Hazine Müsteşarlığına aittir. Ancak, Hazine Müsteşarlığının mülkiyet hakkı ile kâr payı hakkına halel gelmemek ve kamunun pay sahipliğinden kaynaklanan bütün malî hakları Hazine Müsteşarlığında kalmak kaydıyla, Hazine Müsteşarlığının Türksat A.Ş.'deki pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkileri Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılır.

Türk Telekomun, uydu haberleşmesiyle ilgili tüm uyduları, uydu yer kontrol istasyonları, uydu haberleşme ve iletişim yer istasyonları, uydu yörünge pozisyonları, uydu haberleşmesinde kullanılan taşınır ve taşınmazlar, her türlü teçhizat, araç, gereç, malzeme, yazılım ve donanımlar, her türlü fikrî ve sınaî haklar ile sair hak ve alacaklar, merkezi Monaco'da bulunan Eurasiasat SAM şirketindeki tüm hisseleri, uydu hizmetlerine ve yörünge pozisyonlarına ilişkin frekans tahsis, koordinasyon ve tescilleri, uydu hizmetlerine ilişkin her türlü sözleşmeleri ve kredi anlaşmaları ile hak, alacak ve borçları, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan davalar ve icra takipleri, Intelsat, Eutelsat, ICO ve Inmarsat şirketlerindeki tüm hisseleri bütün hak, borç, alacak ve yetkileri ile birlikte faaliyete geçmesini müteakip iki ay içerisinde Türksat A.Ş.'ye yapılacak protokoller ile devredilir. Bu devirlere ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kâğıtlar katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden istisnadır.

Türksat A.Ş.'de iş mevzuatına tâbi personel istihdam edilir. Türksat A.Ş.'nin faaliyete geçtiği tarihten itibaren üç ay içerisinde Türk Telekomun iş mevzuatına tâbi bulunan personeli, istekleri ve Türksat A.Ş. Yönetim Kurulunun uygun görmesi halinde Türksat A.Ş.'ye devredilir. Bu şekilde devredilen personelin sayısı iki yüz elli kişiyi geçemez. Bu personelin tâbi olduğu sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi ve kıdem tazminatı uygulaması aynı usul ve esaslar dahilinde Türksat A.Ş.’de devam eder.

Türksat A.Ş. ile Kurum arasında, bu maddede belirtilen hizmetlerin yürütülmesi ve alt yapısının işletilmesi ile ilgili hak, yetki ve yükümlülükleri düzenlemek üzere bir görev sözleşmesi imzalanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde görev sözleşmesi, görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir ve Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü vermesini müteakip, Türksat A.Ş. ile Kurum arasında imzalanan sözleşme yürürlüğe girer.

Türksat A.Ş. sermayesinde kamu payı ne oranda olursa olsun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümlerine tâbi değildir. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır.

Uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili olarak diğer kanunlarda Türk Telekoma yapılan atıflar Türksat A.Ş.'ye yapılmış sayılır. Bu maddeye göre gereken düzenlemeler yapılıp yürürlüğe konuluncaya kadar diğer mevzuatın bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

Kurumun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, uydular üzerinden haberleşme, uydudan iletim, uydu işletme, yörünge ve uydu yönetimi, yeni uyduların planlanması ve projelendirilmesi, bunlarla ilgili diğer yönetsel ve ticari hizmetlerin Türksat A.Ş. tarafından yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar, yeni şirket kurma veya kurulu bulunan şirketlere ortak olma hususları ile ilgili düzenlemeleri yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Türksat A.Ş.'nin başlangıç sermayesi yüz yirmi beş trilyon Türk Lirası olup, bu tutar Türk Telekom tarafından karşılanacaktır. Türk Telekom tarafından Türksat A.Ş.'ye devredilecek gelir, gider, borç, alacak ve benzeri aktif ve pasif arasındaki fark, Türk Telekom tarafından Hazine Müsteşarlığı adına borç olarak kayıtlanır. Bu tutar, Türk Telekomun 2003 yılı gelirlerinden 2004 yılında Hazineye aktarılması için belirlenen temettü tutarına halel gelmeksizin dağıtılacak ilk temettü alacağına mahsup edilmek suretiyle tasfiye edilir. Türksat A.Ş. tarafından devralınan aktif ve pasif arasındaki müspet fark Hazine Müsteşarlığının payı olarak Türksat A.Ş. sermayesine eklenir.

EK MADDE 34.- Türk Telekomun, kaynağına ve yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın, tüm alacaklarının, yargı kararıyla kesinleşenler hariç olmak üzere, sulhen tahsili hususunda, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Ulaştırma Bakanlığı yetkilidir.

EK MADDE 35. - Kurum ile imzalamış oldukları GSM Görev ve İmtiyaz Sözleşmeleri çerçevesinde mobil telekomünikasyon hizmeti yürütmekte olan telekomünikasyon işletmecileri ile Kurumdan yetki almak sureti ile telekomünikasyon hizmeti yürüten diğer işletmeciler, kendi sistemlerine dahil her türlü abonenin 2813 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ve eki ücret tarifesince Kuruma ödemek zorunda olduğu telsiz ruhsatname ve kullanma ücretlerini, abonelerinden Kurum adına tahsil ederek, Kurum tarafından belirlenecek usuller çerçevesinde, Kurum hesaplarına devretmekle yükümlüdürler.

MADDE 6. - 406 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 8. - PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığının işletilmesine, tasfiyesine ve bu konuda gerekli düzenlemeleri yapmaya PTT Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu yetkilidir.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle Sandığa tâbi personelden kesilmiş olan aidatlar toplamından, ilgili personele ait ihtilaflı borçlar düşüldükten sonra kalan tutarlar, son bir yıllık TÜFE oranında artırılarak hak sahiplerine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde defaten ödenir.

Sandığın bu ödemeden sonra kalan toplam nakit mevcudundan ihtilaflı borçları için gerekli meblağ ayrıldıktan sonra kalan tutarın % 60'ı nemalandırılmak suretiyle PTT Genel Müdürlüğünün taşıt, otomasyon ve modernizasyon hizmetlerine ilişkin harcamalar ile Yönetim Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre eleman temininde güçlük çekilen yerlerde çalışan personele (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmeyecek şekilde ek ödeme yapılmak üzere ayrılır. Geriye kalan % 40'ı ise bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen bir ay içinde Genel Bütçeye gelir kaydedilmek üzere Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğüne aktarılır.

MADDE 7. - 2813 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "dört" ibaresi "altı" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 8. - 2813 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Kurul başkanıyla, telsiz hizmetlerini temsil eden iki üye ve telekomünikasyon hizmetlerini temsil eden iki üye Ulaştırma Bakanının göstereceği dörder aday arasından atanır.

MADDE 9. - 2813 sayılı Kanunun 21 nci maddesinde yer alan "Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü" ibaresi "Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 10. - 2813 sayılı Kanuna aşağı-daki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 2. - Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren Telsiz İşletme Müdürlüğünce yürütülen deniz haberleşme ve seyir güvenliği hizmetleri, uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. Bu hizmetlere ilişkin olarak Türk Telekomda bulunan tüm menkul, gayrimenkul, demirbaş, mal varlığı, uzaktan kontrol teçhizatı ve data kanalları, tüm ölçü aletleri, motorlu araçlar, telsiz sistemleri, sözleşme, hak, alacak ve borçlar, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan dava ve icra takipleri ile bu Müdürlük bünyesinde ve Antalya ve Samsun kontrol merkezlerindeki iş mevzuatına tâbi personel, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne, yapılacak protokoller ile devredilir. Bu devre ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kâğıtlar, katma değer vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerden istisnadır.

Devredilen personel, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünün ana statüsü ve mevzuatı çerçevesinde bu Genel Müdürlük tarafından belirlenecek pozisyonlarda istihdam edilir ve devredilen bu personelin tâbi olduğu sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi ile kıdem tazminatı uygulaması aynı usul ve esaslar dahilinde bu Genel Müdürlükte devam eder.

Devredilen personele, devredildiği tarihteki pozisyonlarına ait aylık ücret, ikramiye ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından bu personelin istihdam edileceği pozisyonda hak edeceği aylık ücretlerinin, varsa ikramiye dahil, her türlü ödemelerin, fazla çalışma ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç olmak üzere, toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın ve fark kapanıncaya kadar bu Genel Müdürlükçe ayrıca tazminat olarak ödenir.

Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü, yürütülecek hizmetlere ilişkin olarak Telekomünikasyon Kurumu ile bir görev sözleşmesi imzalar. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde görev sözleşmesi, görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir ve Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü vermesini müteakip bu Genel Müdürlük ile Telekomünikasyon Kurumu arasında imzalanan sözleşme yürürlüğe girer. Türk Telekom, görev sözleşmesi imzalanıncaya kadar herhangi bir değişiklik olmaksızın hizmetlerini yürütmeye devam eder.

MADDE 11.- 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendinin ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu şirketlerin ve/veya bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı şirketlerin, Fon tarafından atanan yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyeleri ile Fonun atadığı bu yöneticiler tarafından şirketi temsil ve ilzam ile yetkili kılınan genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket çalışanları ve Fon, bu şirketlere Fon tarafından yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürlerin atanmasından sonra, bu bentte sayılan gerçek veya tüzel kişilere ait şirket hisselerinin ve/veya bu şirketlerdeki lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan hakları dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıklarının ve/veya bu hisselerle orantılı aktiflerinin satışı ve bu satışlardan elde edilen tutarları Fon alacaklarına mahsup etmeye veya şirketlerin kamu borçları ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna borçları ile sair borçlarını ödemede kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili kararlar almaya 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı kalmaksızın yetkilidirler. Bu şirket ve iştiraklerin % 49'undan fazlası yabancı gerçek ve tüzel kişilere doğrudan ya da dolaylı olarak satılabilir. Yukarıdaki hüküm çerçevesinde telekomünikasyon, enerji, ulaşım, medya ve diğer sektörlerdeki Fona devredilmiş olan şirketlere tanınmış imtiyaz sözleşmesi, lisans, ruhsat gibi benzeri izinlerin yenilenmesi veya değişikliği işlemi ilgili kuruluşlarınca iki ay içinde tamamlanır. Fon tarafından atanan yöneticilerin, şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında İcra ve İflas Kanununun 179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddesi hükümleri uygulanmaz ve Türk Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca şahsi sorumluluk davası açılamaz. Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca görevden alınamayacağı gibi ibra edilmeyerek haklarında kendilerinin görev yaptıkları dönem veya dönemler dışında şahsi sorumluluk davası da açılamaz.

MADDE 12.- Aşağıdaki hükümler yürürlükten kaldırılmıştır;

a) 406 sayılı Kanunun ek 22 nci maddesinin (a) bendinin birinci paragrafının ikinci ve üçüncü cümleleri, (b) bendinin birinci paragrafı ve ikinci paragrafında yer alan "Bakanlar Kurulunca bu Kanuna göre belirlenen kadrolarda çalışan personel dışında kalan ve" ibaresi,

b) 2813 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendi, 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü imkânları ile haberleşme sağlanamaması veya" ibaresi ve aynı maddenin ikinci fıkrası,

c) 12.5.2001 tarihli ve 4673 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 6 ncı maddesi,

d) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 37 nci maddesinin (a) bendinde yer alan "ve Limanların, mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle özelleştirilmelerinden Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişiler yararlanabilir." ibaresi ile aynı bendin son cümlesi.

GEÇİCİ MADDE 1.- GSM Pan Avrupa Mobil Telefon sisteminin kurulması ve işletilmesi ile ilgili lisans verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmelerine istinaden işletmeciler tarafından Hazineye ödenmesi gereken paylardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ödenmeyen kısmın, ihtilaflı olanlar dahil, fer'ileriyle birlikte sulhen tahsili hususunda GSM işletmecileriyle gerektiğinde uzlaşmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Maliye Bakanı müştereken yetkilidir. Uzlaşma konusundaki bu anlaşmalar Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe girer.

GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunla Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilen hizmetlere ilişkin olarak diğer mevzuatta doğrudan ya da dolaylı olarak Türk Telekoma yapılan atıflar Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne yapılmış sayılır.

MADDE 13. - Bu Kanunun;

a) 5 inci maddesi ile 406 sayılı Kanuna eklenen ek 31 inci madde 1.1.2005 tarihinde,

b) Diğer maddeleri  yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

MADDE 14.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.